Ey hayat
Canına su versem,
Yeşersen yeniden…
Tutunsam dallarından, gözlerimi kapatıp
Sallansam sallansam sallansam…
Ellerim acısa da hiç umursamam.
Geçmezse geçmesin dizimin yarası
Kabuğunu kaldırmaktan…
Ya bebeğim?... dünya güzeli,
Görmedim ondan güzelini
Paris'ten gelmiş üstelik!
Turuncu ipek abiyesi, yakası dantelli,
Eldivenli elleri…
Öyle güzeldi ki
oyuncağı olmadı kimsenin
duvara biblo oldu bu yüzden.
böyle oyuncakların,
kıymeti bilinmeliydi, eskiden...
Bakardım öyle bu yüzden,
elimi bile sürmeden…
Ahbaplarımız vardı,
bahçesinde meyve ağaçları…
Hiç Unutmam
Söz dinlemeyip, dalından yediğim aşılı kirazı
İflah olmazmış incir ağacından düşen…
İyi ki düşmemişiz
Bu bizim iflah olmuş halimiz…
Ne ara geçmiş bunca zaman
Ne demeye uzaklaşmışız bu kadar
meyve bahçesi olan dostlardan…
havadan
sudan
ve topraktan
ve yaşamaktan...
Kayıt Tarihi : 2.6.2017 16:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yasemin Özkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/02/ey-hayat-164.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)