Bazen, bir an; küçücük bir an..
Bir tutukluk oluyor sanki; kalbim, tekliyor gibi.
Ruhumun çıplak silüeti karşıma dikiliyor,
ölümün o soğuk nefesi ensemdeymiş gibi oluyor.
Hayat, "Kıymetimi bil" mi diyor?
Ölüm, "Unutma, ben burdayım." mı demek istiyor?
Yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgi gözlerimin içine bakıp sırıtıyor sanki.
Ne nefes almaya, ne de karşı koymaya zaman olmuyor.
İnsan, alçakça racon kesen bu sinsi yılana
posta koyamıyor ya, façasını bozamıyor ya, ona yanıyor...
Sonra bir anda geçip gidiyor, hiç bir şey olmamış gibi.
Geçiyor geçmesine de.. tarumar ediyor geçip gittiği yeri.
Yıllardır bu böyle sürüp gidiyor...
Ama eskisi gibi değilim artık, baş etmeyi öğrendim.
Çaresizliklerden çareler doğarmış, gördüm.
Umut, içi boş bir afyonmuş aslında;
bazen anlam kazanan taşradaki bir şehrin,
birden anlamsızlaşan koyu gecelerinde yüzleştim.
Ey hayat!
Ben senden bir şey almadım.
Borçlu değilim yani; aksine, Allahına kadar alacaklıyım.
Alnıma yazılanlar, ikinci sınıf bir lokantanın o berbat yemeği,
Sen, uzattığım parayı hak etmeden alan o muzip beyefendi;
Sana diyeceğim o ki; uzatma, üstü kalsın!
Serdar ÖzkanKayıt Tarihi : 9.7.2015 22:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!