Neşemi kaybettim. Sahte de olsa, umuda aralanan kapıya gülümseyen kahkahalarımı yitirdim. Aydınlık gündüzlerin mumuna döndü, değersiz ışığı; gün gülüşlerin. Saklambaç oynarcasına kısılıyorum; köşe bucaklara, en karanlıklara…
Yakmayın lambaları, Söndürün kandilleri! Açmayın perdelerimi! Işığa tahammülü yok gözlerimin, alıştım kararmalarıma; alıştı, güneşe yön çeviremeyen gözlerim. Hep yeşil sandığım fistanımın, rengi yokmuş meğer. Yalan bakıyormuşum gerçeğe, duyuyor musun dostum? Kara bir güne el sallarken; yatağım, mutluymuş bensizliğinde; yastığım. Hasret tütsüsüyle yandığım özlemim, odam: kilidini vurmuş bensizliğinde, bana… Unutulmuşum… Oysa her an içimi kemiren, unutamadığım çocukluğumun hatıralarında dahi, izleri varken… Gözyaşlarımı paylaştığım yastığımda, gizlerken özlemlerimi: Anneme, babama, kardeşlerime, arkadaşlarıma; hasretimi: İşte şuramda, göğsümde; parlıyor yanan sancısı. Az evvel gülümseyen sevgili, benim değil; daha bir gün olmadı, ben gideli sefere… Unutulmuşum Ey Dostum, Neredesin? Yüreğimde unutamadıklarım tarafınca, dostluğumda bırakmadıklarımca; vurulmuşum. En çok da yakınırım, yanıklarımda olamayışında, Ey Kardeş bellediğim nur yüzlü Dostum! Görme yazdıklarımı, unutulmuşum!
Kefene sararken bedenimi; İşte, Oracıkta Unutulmuşum! Ne yüküme ilacın; Fatihaların, dokunur göğsüme ne de acı zulümde vurulan yüreğimin serzenişine, gözyaşların serper yağmur gibi rahmetinden. Ey Dostum! Oysa ben yıkılışlarında, uykusuz gecelerimi bilirim. Gün doğsa da seninle kararmalarımı bilirim. Sen bile uyurken acılarında, uyuklamalarında, sayıklamalarında, ruh gibi nöbetimi bilirim.
Kaybettim neşemi, inkârında kardeşliğimi. Kalleşliğinde dahi, senin için pusuya yatan düşmanlarını defettiğimi bilirim. Bilemezsin Ey dost! Sen uyuklarken meşelerin, sedirlerin gölgesinde; sana yaklaşan yılanlarla nasıl boğuştuğumu, bilemezsin! Sahte gülüşlerim de yok artık, sırf gül diye; dilime sürdüğüm esprilerimde… Şimdi kim kollayacak ardını, peşinden kim koşacak? Kara yelkenler gözlerimi zehirlemiş, bedenimi almışken; kim olacak gölgende şövalyen, kim? Ve Unutulmuşum, Yazık! Ey Dost, değilmişsin bana dost! Yalancı dünyaya bir görüntü de senmişsin!
Neredesin ya şimdi; unuturken herkes, giderken; yalan âlemine dönerken: Sen neredesin, Ey Dost! Sekiz Seneyi aşmıştık, çok değil ama dolu… Ey Güzel Kardeşim! Kötü gününde olmadığımdan yakınırken, izinde gölgesini göremediğin bir ruh var ki sen ona hiç dost olmadın, olamadın…
Halime Erva Kılıç'
Halime Erva KılıçKayıt Tarihi : 26.2.2010 22:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halime Erva Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/26/ey-dost-63.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!