Nefsimi sınamak için öyle heveslendim ki
İmtihandan savsaklamasın diye mühlet de aldı.
Sanki şımarık bala gibi savuşturmaya kalktı.
Yaşı ilerledikçe ilerlemediğine de inat etti.
Yavaş yavaş,
alışa alışa sınamaya tutabildim.
Direnmeyince kabullendiğine inandım.
Kaçışında yapayalnız kalırsın diye,
ihtar ettim de ettim.
Ey nefis!
Halbuki bedenimden koskoca bir parça saydım seni
Diğer uzuvlarımdan imtiyazlı olduğunu sanma,
yanarsın
Ferdi yaşamaya kalkıştığında vukuatından besbelliydi.
İnsanın iradesi her lahzada muhteliftir, ey beden.
Tatmadığını, tatmak istediğini üsteleyebilirdi.
Bin suratla daima bürünüp,
ne dem anlayacaksın ey beden
Ancak iman tadıyla beslenenler hariç,
alenen davranırdı.
Ey nefis!
Sana söyleyeyim mi,
mademki çözdün de çözdün.
Neden prova yapar gibi pisboğaz oldun da oldun.
Ey beden sahibi!
Beni çok kınayıp sıyrılmak istiyorsun.
Halbuki kendine karşı hiçbir sorumluluk almıyorsun
Allah'ın habibi, onun yolundan gitmene bak
İmanla ve kendinle mücadele ederek hep yap.
İstikamet yolundan sapmadan ufkunu genişlet.
Allah'ın senin yanında olacağını göreceksin elbet.
Fitnelerden, çetin musibetlerden kurtulursun mutlaka.
Dünyada, ahirette saadete ermiş bulursun kendini.
Ey nefis!
Hidayet ve dalalet yolunu bildin de bildin.
Neden dalalet yoluna kaymak isteklisin de isteklisin.
Suskunluk üstüne suskunluk,
utancından suskun da suskun.
Nasihatten, pişmanlıktan çok ağladığı da malum.
27.08.2009
Şiir: İbrahim Hazini
Kayıt Tarihi : 8.9.2009 13:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)