Sensin ey Batı!
Hayâ perdesi yırtılmış,
Ar damarı çatlamış,
Prestiji eksilerde seyreden,
“Müttefikiz”, “Dostuz”
Deyip bir yandan
Bir yandan da
Kuyu kazan,
Dolap çeviren,
Çorap ören,
Tuzak kuran,
Tabut çakan,
Kefen biçen.
Sensin ey Batı!
Bir ağacı kemirmek için
Etrafında dönüp dönüp duran
Ve ipini koparan
Çölleyen bostanları
Sensin ey Batı!
Bir çöplükte parlayan
Bir zincir görüp
Senelerce orda eşinen
Yuvarlanan
Ve semerini kıran
Sensin ey Batı!
Bir deve idrarıyla ıslanmış
Bir yerde petrol çıkıyor sanıp
Burnunu oraya sürtüp duran
Korkup kaçsınlar diye insanlar
Böğüren anıran homurdanan
Tuhaf tuhaf hayvani
Sesler çıkaran
Sensin ey Batı!
Tavşana kaç tazıya tut diyen
Her taşın altından çıkan
İnsafı sandığa kaldıran
Haydutluğu baş tacı edinen
Sensin ey Batı!
Simsiyah bir bulut gibi
İçindeki öfkeyi ve kini
Taze fidanların
Körpe kuzuların
Üstüne kusan
Boşaltan
Sensin ey Batı!
İntikam ateşiyle debelenen
Yüzüne taktığı maskesi sürekli delinen
Bukalemun gibi renkten renge giren
Ama gizlenemeyen
Saklanamayan
Sensin ey batı!
Köpekliğini her an her yerde ispatlamış olan
İkiyüzlülüğünü bayrak gibi göndere çekmiş olan
Üçkâğıtçılığını sürekli perçinlemiş olan
28.10.2014
Salı
09.38
Kayıt Tarihi : 28.2.2021 20:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!