Ey aşk;
Senin ocağına düşenler sana,seni anlatırmış
Dinle madem birde
benden seni
Duy ve kendinden geç
Ve teselli için gönder göz yaşıma
Sabah meltemini..
Ne Leylayı gördüm de ne de Aslıyı
Ne Keremi bil, ne Şehriyar'ı
Hepsi kalemini kırar
Yüreklerine hançer saplardı
Bir kez görselerdi Süreyya'yı..
Aşk kitabı, sevgilinin gözlerinde okunmayı beklermiş
Okuyan kim, okunan kim ?
Kimin gücü yeter, bir kelimesini anlamaya
Kim ağlamadan, yüreğindeki kanı akıtmadan
Ve kurutmadan dilini
Bir sayfa dahi çevirmeyi göze alır
Ve göz yâre bir defa düştümü
Bu hilalin gökyüzünden yeryüzüne düşmesi gibidir
Kim sağ kalmayı ümit edebilir
Bilmezmisin ki dualardan başka
Hangi kelime yakışır mahşer gününe
Medet et, ey sahibi zaman
Kabul eyle duamı
Bitsin bu hasret,
Gönder Süreyyamı,
Şahın has bahçesinde,
Meyveye durmuş nar ağacı gibiyim
Baksan bir beni görürsün
Açsan bin seni
Gözlerin, sevincin öteki adı olmuş
Dudakların ab-ı hayat çeşmesi
Çöllerden gelen bir garip aşığım
Aşk pınarı başında
Aşkına hasret bırakma beni
Senden öncesi varmıydı bilmem
Neydi, o zaman
Kimdim ben ?
Bir rüyadanmı uyandım,
Yoksa bir rüyayamı
Ey aşk..
Kıyam et ve utan
Yaktığın ateşle yan şimdi
Savur gökyüzünü, dağıt yıldızları
Kor ateşler düşsün dünyaya
Güneş utansında batsın
Bilki gönlüme doğdu Süreyya..!
Kayıt Tarihi : 14.6.2024 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!