Islanıyor, yosma taşlı şehr-i saadet
ve üşüyor buğulu göğün gecesinde.
Ey Ankara! Hengamesi çığırtkan,
Filinta vurmuş bağrımdan kopan et.
Dirilişin yakındır, yas etme.
Belki bugün, belki yarın; oluk oluk coşarız.
Elbet kurtulursun, gelir delikanlı biri
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla