Bir gün, ikilemde kaldım.Bocaladım... Kekeleyen bir çocuk...gibi
ayağı aksayan bir keklik...
sağ yanıma, bir komyon çarpmış gibiydim.
Aydınlığımı kaybettim... Karanlık hemde çok karanlık, zifiri karanlık derler ya hani...
Aldım kendimle beraber, yanıma donmuş düşüncelerimi ve katılaşmış hislerimi...
Meydanın tam ortasına dikildim. Bir heykel gibi...
ve sonra;
elimi kaldırdım...
-Eyyyy ahali.... duyun beni...! ! !
-Size diyeceklerim var.
Etraftan binbir çeşit insan gelmeye başlamıştı.Elim hala yukarı da...Ahali gelmişti, toplanmıştı, etrafıma...
Meraklı gözlerle önce süzdüler beni...
Ben dedim ki;
-yalan söyleyeceksin...
hileliğin binbir çeşidini bileceksin...
sevmeyeceksin...seni seveni hor göreceksin...
elinde ki makam ve mevkiiyi, kendi çıkarların için kullanacaksın...
karşındakini küçümseyeceksin...
düşeni gördün mü bir de imiğine sen vuracaksın.
Vuracaksın, kıracaksın, öldüreceksin,çiğneyeceksin...
kötü olacaksın, çirkin olacaksın...
kötülerin yanında olacak, onlar gibi görüneceksin...
yamuk olacaksın...düzleri yamultacaksın...
hainleri savunacaksın...
haksızlık yapacaksın...
yardım etmeyeceksin...
kalbur üstü olmak için, bütün hünerlerini sergileyeceksin.
Ben sustum... Ahali de suskun...
Sonra iki elimi kaldırdım yukarıya...
_Ben de sizdenim... Beni de alın, beni de alın aranıza...
Ahali önce birbirine baktı.İki elim hala yukarıda...
Sonra gülmeye başladılar...
Bir uğultu koptu...Ahali o kadar kalabalıktı ki...
Sonra biri yanıma geldi.
_Benim adım YALAN...
Birisi daha geldi yanıma,elini omzuma koydu...Benim adım HİLECİ ve DÜZENBAZ....
Biri da biri daha geldi yanıma
ve ellerim aşağıya indi...Omuzlarına aldılar beni...
Eski bir tanıdık zamanında demiştiki;
_Bütün kötülüklerin başı YALAN, diye....
Meğer gerçekten öyleymiş...
Bir gürültü, bir uğultu, ellerim aşağıda...
Omuzlar da gidiyorum...
Karşıdan küçük bir yığın gözüktü...
Bir kaç kişi...Feryat figan... Ama savaşa gelir gibi geliyorlardı. Hiç şansları yoktu ya! ! ! Neyse...
Ben omuzlardayım hala...
Meğer gelenler DOĞRULUK,GÜZELLİK, İYİLİK ve SEVGİYMİŞ....
_Durun, dedim AHALİYE...
Bir elimi yukarı kaldırdım ve dedim ki;
_Bre densizler, bre çapulcular... Hokkabazlar...
İnsan kılığına girmiş, yaratıklar...Allah'ın red ettiği kullar.
Ahali, yine baktı birbirine ve elim hala yukarı da...
Omuzlarından indirdiler beni...
_Sizi kendimden men ediyorum. Siz zaten kaybetmişsiniz...Yapacak birşeyim yok...
Ben Ahalinin durumuna baktım.Ama Ahali dediklerim benden değilmiş.
Önce başları olan YALAN uzaklaştı benden. Sonra HİLECİ ve DÜZENBAZ olan...
Teker teker uzaklaştılar ve ben aşağıda, iki elim iki yanımda...
Sonra birden DOĞRULUK yaklaştı yanıma ve dedi ki;
'hey sen! ! ! '
Sen bizdensin.Gördün mü? Ne kadar çoklar...AHALİ...
Ama biz buradayız. Ayakta, gururlu ve onurlu...
Bizim başımız dik, anlımız ak... Aydınlık, yoldaş...
Biz yolumuzu kaybetmeden ilerlerleyeniz ve sen bizim içimizdensin...
Önemli olan zoru başarmak... Pes etmemek...
Bak nasılda pes ettiler ve gittiler.'
Kayıt Tarihi : 4.11.2008 09:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!