İsmimle isminin arasına
Günler girdi önce
Sonra aylar…
Başka başka harfler yanaştıkça harflerimize
Biz uzaklaştık
Bezm-i ezelden tanışık olduğumuzu
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Gül ile Mevsimin (Hazan) tanışıklığı gibi bir anlatı; şiiriniz. Çok güzel. Kayıtsız kalamadım; dizelerinizdeki hüzüne. Yaşanmışlığına aşina olduğum, kaleminizle esinlediğiniz, küçük bir karalama bırakıyorum buraya. Bağışlayın.
“-GAM/lı Bir Vuslat-
Mevsimin yağdıkça diriltememesinin, Gül'ün ıslandıkça yeniden yeşerememesinin serencamı kadar ağlak bir vuslattır bu. Hükmünü Ayrılığın verdiği.
Gül'le Mevsiminde alfabede harfleri yan yana düşemedi.
Yıl gibi yedi harf vardı aralarında.
Hem yan yana gelen iki ünsüzden hece bile olamazdı.
Gül kurumalı, Mevsim geçmeli, mukadder olan yaşanmalıydı…
Aynı yokluğun, ayrı kuyularına atılmalıydı umutları.
“Çünkü yeniden kavuşmak için ayrılıyorlardı ve yeniden ayrılmak için kavuşacaklardı...”
İşte bu sapakta tanıştılar; Ayrılıkla.
Aralarına girmişti, ama ünlüleri olmuştu. Heceleştirmişti iki ünsüz harfi; meşhur ünüyle. Onları betimleyip, anlamlandırır olmuştu.
Gül/Ayrılık/Mevsim, yani GAM.
Ve o ünlü ressam, Gül’ü kuruttu. Mevsimi eskitti…
—Sonrası mı?
Gül, Mevsimine varmak için baharda yeniden yapraklandı. Yazın hükmünde açtı. Bağında öten şeyda bülbülleri kokusuyla efsunladı. Ama Har/ına kimseleri ortak etmedi…
Mevsimine varmadan kurumamayı kader belledi.
Mevsim ise artık Hazan diye bilinir olmuştu. Onca emeğe rağmen solanı Gül olan Hazan’ın, göçenleri de vardı elbet. Ve kırlangıçlar biliyordu bu dramı. Rüzgâra da öğrettiler, Gül ve Mevsimin şarkısını. Mevsim soldurduğunun hüznüyle gittikçe sararıp Hazan olurken hep bu şarkıyı söyledi:
Rüzgâr söylüyor şimdi
O yerlerde bizim eski şarkımızı
Ben GAM/lı Hazan, sense bahâr, dinle de vazgeç
Sen kendine kendin gibi bir tâze bahâr seç
Olmaz meleğim böyle bir aşk, bende vakit geç
Sen kendine kendin gibi bir tâze bahâr seç”
Selam, saygı ve muhabbetlerimle...Müfit Tutar.
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…
.................................................................
offffffffffffffffffffffffff yaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
OFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF YAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
OLMAZ BÖYLE BİŞEY.
ŞİİR TAM BÖYLE BİŞEY...
YOK KALMADI YOK ARTIK
SÖYLENECEK TEK BİŞEY...
..................
TAM BU ŞİİRİ OKURKEN BİR ARKADAŞIM KENDİNİSİNİ DİNLEMEM İÇİN BANA SESLENİYORDU' YAAA BENİ DİNLE BEN ÖLECEĞİM DİYE.... BEN DE ONA DEDİM Kİ, SEN NE DİYORSUN BE ZEYNO'CUĞUM, BEN ŞU ANDA ÖLDÜM.. ÖLDÜM DEDİM VE ONA DA OKUTTUM...
HAKLISIN DEDİ..
NE ÖLDÜRÜCÜ CÜMLE DEDİ...
VE BENİ ÇOK KISKANIYOR SİMDİ..
ÇÜNKÜ O HALA ÖLEMEDİ...
:):):):):):)
elbet bir gün...neden olmasın.:)) yalnız üslup çok güzel..tebrikler..
çık çıkabilirsen şimdi bu şiirin duygu selinden mana ilminden tebrikler şairem saygılar selamlar
tebrikler güzel bir şiirdi
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta