Evvelden önce,
Ve evvelden sonra.
Fırat'ın uçurum kıyılarına,
Bir meteor gibi,
Düştü Ay ışığının Akrebi.
Henüz Adem görmeden yüzünü,
Havva bile vaz geçti ondan.
Sahi ya
Bir Akrep'in dönencesi,
Tehdit sayılırdı Oğlak ve Yengeç'e.
Ki sanırım öyle oldu sonu,
Zamanı dilimledi benliğinde...
...
İlk onun yüzü değdi yüzüne,
Tüm zamanların Evi(ne).
Uzattı elini dehlize,
Kesti kısgacı hüznün,
Kurumuş damarlarını.
Aktı bilginin gözü.
Bir tohumun sırrı,
Sırrımdır dedi.
Sustu,
Söylemedi bunu kendine bile...
Ona,
Hep uçurum kıyılarda rastladınız.
Günahı benim dedi dünyanın,
Zehri benim!
Merhemi de...
Korktu insanlık bilinmezlikten.
O ise bir haç gibi,
Boynunda taşıdı çarmıhını.
Aktıkça içine kederi,
Kanı ile besledi insanlığı.
Sessizik benim dedi.
Konuşan ben.
Senden sana seslenen ben.
Bir büksen dedi dalımı
Hindistan'da Taç Mahal'lim
Mısır da İskenderiye...
...
"Ahh Ay ışığının Akrep'i,
Her gece don değiştirip
Sokakların çalgıcı çingenesi.
Ne çok yaraladılar seni.
Korkunç gözler açtılar etinde.
Ve gecelerden bir gece,
Evvelden önce,
Ve evvelden sonra.
Fırlatıp bir uçurumdan
Attılar seni
Etinde gözler,
Gözlerinde uçurum,
İçinde uç uç böcekleri.
Gözleri cesedini ararken yerde,
Sen çoktan varmıştın gideceğin yere
O gün bu gündür şarkılarını söyler
Şaraplarını içersin Babil'in Asma Bahçeleri’nin.
Dünya döndükçe
Dönmeye devam eder başın
Aşkla ve hayretle
Evvelden önce,
Ve evvelden sonra
Başka başka isimlerde
Mahşere kadar böyle sürer bu hikaye
Kayıt Tarihi : 5.4.2022 20:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!