Yaş yirmi iken daha yolun başında herkes
Hayata ilk adım atışlarımız tozpembe
Evvel zaman içinde
Bende yirmi yaşlarının
Güzelliğini cazibesini
Mutluluğunu huzurunu yaşayıp gördüm
O zamanki yaşanmışlıklarımın hepsi
Hayallerimde rüyalarımda
Mazilerimde pembe düşler içinde saklı
Lüle, lüle altın sarı saçlarımı
Yüzüme gülen aynaların karşısında
Her sabah özenle tarar
Uzaklardan hissedilen mis kokuları sürer
Neşeyle sevgiyle
İşyerimizdeki masa başına otururdum
Bıyıklarım günden güne
Dudaklarım üzerine gürleyip uzadı
Hevesle ara sıra kenarlarından burardım
Güleç yüzümün mutluluk ifadesini
Hilal kaşlarımla
Gözlerimdeki yıldızlar tamamlardı
Günahsız bakışlarımla
Aşka sevgiye merhamete
Mutluluğa bakıyordum
Pembe düşlerimde
Kanatlanmış kelebekler gibi
Çiçekten çiçeğe konar
Enginlerde aşka sevdaya
Kanat çırpar
Gönül bağlarında özgürce uçardım
Hiçbir dert sıkıntı yoktu dünyamda
Sevdiğimin hayaliyle
Geceyi gündüze zor bağlar
Sevdiğimle birlikte
Geleceğimizle ilgili hayallerimizi anlatırken
Mutluluktan uçardık
Bazen umutsuzluğa kapılıp üzülünce
Hıçkırıklar düğümlenirdi boğazıma
Bazen de mutluluktan sevinçten
Mavi gökyüzündeki
Beyaz bulutlar arasında uçardım
Şimdi istemeyerek bakıyorum aynalara
Ulu dağların başına yağan karlar misali sacım sakalım
Eser kalmamış
O altın sarı saçlarımdan
Kar beyaza bürünmüş
Sacım sakalım bıyıklarım tel, tel aklara karışmış
Daha dün gibi
Her şey mazilerde kaldı bir, bir
İlk aşkın ilk heyecanın
Hatıraları saklı yüreğimin ta ortasında
Kendimi inandırdım hayatın evrimine
Hücrelerimde
Fiziksel yapımdaki değişiklikleri hissede biliyorum
Pürüzsüz yüz hatlarım
Yer yer derin izlere bıraktı şimdi
Gıdılarım sarkık göz kapaklarım şişkin
Baharda yeşillikler üzerine yağan karlar misali
Sakallarımda yer yer beyazlaşmalar
Kaçmıyor gözlerimden
Geçim derdi sıkıntım yoktu
Yediğim önümde
Yemediğim
Bir el uzatım karşımda duruyordu
Tek düşüncem
Mecnun ile leyla misali aşk ateşiyle yanmaktı
Aynalarda
Yabancı gibiyim kendime
O günlerle bu günü karşılaştırdığımda
Bilememişim gençliğin kıymetini
Değişmeyecek sanmıştım o günlerimi
En güzel yıllar
Yirmi otuz yaş aralığı
Ne yaşadıysam o yıllarda yaşadım
Yıllar ilerlerken
Sorumluluklar yüklendikçe yüklendi omuzlarıma
Ağır geldi hayatın yükü taşıyamaz oldum
Kulağım duyusu azaldı zamanla
Yanımda konuşanları anlamayıp
Avuçlarımı kulağıma kepçeleyip
Yüksek sesle tekrarını istiyorum
Gözlerime perdeler indi
Yakınımda duran birine
Yaklaş kim olduğunu bileyim diyorum
Üzülmemek için
Dönüp gecen zamana
Bakmamaya alıştırdım kendimi
Her yaşın her dönemin güzelliği var aslında
Bu gün evlatlarıma torunlarıma anlata bileceğim
Hatıralarım resimlerim var
Muammalı hayat bırakmadım ardımda
Vasıf’ım Bana sana değil
Hepimize bu döngü bu kural
Her canlıya vuracak elbet
Bu yaşlılık piyangosu
Peşimizden gelen gençlik,
Kıymetini bilin bu günlerin
Hayatı dolu, dolu yaşarken sizler
Zamanın rüzgârına göre yelken acın
Ayrım yok
Ölüm bizi mutlak bulacak
Son nefesimiz bilmem nerede son olacak
VASIF TEMEL ÇOBANOĞLU
05.05.2021 ÇARŞAMBA
Kayıt Tarihi : 30.6.2021 15:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Vasıf Temel Çobanoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/06/30/evvel-zaman-icinde-yasim-yirmilerdeydi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!