“evvel zaman içindeydi
kim kaldırdı kalburu yerinden
lirik bir şiirin son dizesinde
gömülmüştü geçmişe”
efsanesi yalnız ruhun çıkageldi eski bir kokuyla
sarıldı boynuma…vakitli vakitsiz öten bir horoz gibi
koyuverdi önüme sorgusuz
vadesi dolmuş bir yaşanmışlığı
ağısı düştüğünde yüreğe zakkum çiçeklerinin
acı bir tat bırakmıştı derin izi gidişin
hançeri batırıyordu sinsice
kahrolası şeytanı perili öykülerin
son sözünde vurulmuştu gün
yoktu adresi zalim vedaların
ve orta yerinde kalmıştı sözler
nadide bir sızının
çok istedikçe ellerim ellerini
lanetler okudu dilim
karanlık ayazlardaki kimsesizliğe
nefret kustu yüreğim
acıdıkça içim…hep…senden yana
irdelemeden bitti her şey
ses çıkarmadan hiç…itiraz etmeden
noktayı koyduk ve attık virgülleri
dipsiz kuyulara…habersiz herkesten
yüreği vuran bir şarkıyla çıkıyor
anıların arasından kimi zaman
şiirlere bezeyip kendini
vuruyor göğsüme deliliği
kızıl bir densizlik ve şiddetle
ama
eskidi artık aşk
bilinmeze düştü düş
soldu bir bir goncaları
rengârenk düşverenlerin
aşk şimdi
evvel zaman içinde
ve yazık ki gökten düşen üç elma da yok
sevdalı yüreklere
dilimden dökülen
bu eski aşk masalında
01.10.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 1.10.2006 15:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

soldu bir bir goncaları
rengârenk düşverenlerin
ben bu şiire bayıldım, rüya gibi! .. gökten üç elma düşmemiş ne gam, düşecektir elbet. masal bu ya! ..
yüreğine sağlık sevgili atilla,
TÜM YORUMLAR (1)