İncirler değmese de çiçek doluymuş ağaçlar. Kelebekler uçuyor, kuşlar ötüyor, ilkbahar tüm ihtişamıyla gösteriyormuş yüzünü. Geceler serin olsa da pek bir sıcakmış gündüzler. Kelimelerin içi içine sığmıyor, birbirlerine aşık olanlar ise el ele geziyorlarmış aşk diyarında. Bu diyar evleriymiş onların.
Fakat bir B varmış ki aralarında, aşk diyarına girmesi orada yaşaması yasakmış. Çünkü sevgilisi yokmuş B'nin, bu diyarda yalnızlar yaşayamazmış.
B bir gün yalnızlar diyarında gezerken K'yi görmüş. Gözleri gök mavisi, saçları altın sarısı güzel mi güzel bir kızmış K; bir yürüse güller açarmış bastığı heryerde. B, boyuna posuna, yürüyüşüne endamına tutulmuş K'nin, aynı şekilde K'de hoşlanmış B'den. Arkadaş olmuşlar...
Zaman geçmiş iki kelime sevmişler birbirlerini ve sığmaz olmuşlr yalnızlar diyarına. İki sevgili Tutku ırmağının kıyısında otururken birgün, Aşk perisi çıkmış birden karşılarına.
- B ve K, birlikte görüyorum sizi hep, yüzünüz gülüyor, söyleyin aşık mısınız birbirinize?
Aşk perisini görünce gözleri parlamış iki sevgilinin. Çünkü aşk perisini görmek, aşk diyarına girmek anlamına geliyormuş yalnızlar diyarında.
- Evet aşığız, seviyoruz birbirimizi, diye cevap vermiş her ikiside.
- O halde ispatlamanız gerekiyor aşkınızı, bunun için de gurbet diyarında yaşayacaksınız bir süre...
İki kelime bihabermiş böyle bir sınavdan. Fakat sevdikleri ve birbirlerinden ayrılmak istemedikleri için kabul etmişler aşk perisinin bu teklifini.
Günler günleri kovalamış gurbet diyarında, su gibi akıp geçmiş zaman.
Gel zaman git zaman K'nin sevgisi azalmış B'ye karşı. Trtışmalar başlamış günün birinde ve daha az görüşür olmuşlar. Günün birinde hiç görüşmemeye kadar varmış işin sonu.
Gurbet diyarında tek başına yaşamak istemeyen B yalnızlar diyarına dönmeye karar vermiş sonunda. Bir ev yaptırıp orada, tüm yalnızları birleştirmekmiş amacı. Bundan böyle hiç bir kelime yalnız yaşasın istemiyormuş.
Hemen başlamış ustalar çalışmaya ve kısa bir sürede yapmışlar evi. Fakat öyle muhteşem, öyle büyükmüş ki bu ev, binlerce kişi yaşayabilirmiş içinde...
Nihayetinde ev bitince haber salmış diyarın dört bir yanına B, 'tüm yalnızlar toplansın' diye. Günü saati gelince diyar meydanına toplanmış yalnız ve evsiz kelimeler. Herkesin kendisini rahatlıkla görebileceği bir yere çıkıp konuşmaya başlamış B,
- Biz ki dostlar, ağaç kovuklarında, kaya diplerinde yalnızlıklarımızla yaşayan kelimeleriz. Dertlerimiz tasalarımız, sevinçlerimiz üzüntülerimiz hep içimizde. Bundan böyle gelin bir olalım, yaptrdığım evde birlikte yaşayalım...
Şaşırmış herkes. 'Nasıl olabilir böyle birşey? ' diye konuşuyorlarmış kendi aralarında. Kelimelerden biri dayanamamış sonunda,
- Ey B, burası yalnızlar diyarı; biz kelimeler burada yalnız yaşamak zorundayız, bu bizim kaderimiz. Nasıl olur da birlikte, üstelik aynı evde yaşarız?
- Yalnızlık senin, benim, hepimizin içinde. Dostlarım!
Birlikte yaşarsak yalnız olmayız... Yalnız olmamak dertleri, sıkıntıları,üzüntüleri, kederleri, neşeleri, mutlulukları paylaşmak demektir. Gelin paylaşalım herşeyi, gelin paylaşalım hep birlikte...
B'nin söyledikleri aklına yatmış tüm kelimelerin ve kabul etmişler bu teklifi. O gün bugündür hep birlikte yaşamaktan mutluymuş kelimeler ve evsiz değilmiş artık hiçbiri...
Aydın DemirkanKayıt Tarihi : 9.10.2006 18:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kaleminize sağklıkk
tebrikler
selam ve saygılar
TÜM YORUMLAR (4)