Bayburt'un bir köyünde doğdu,İstanbul'da doydu.
Yaşadığım şehir mi beni bağlayan,
yoksa şehir mi beni yaşama bağlayan?
Tesadüf müydü İstanbul oluşu,
yolladığım kartpostalların arkasındaki resmin?
Yoksa bir davet şekli miydi bu seçtiğim.
Umut sensin, düş de sensin.
Belki de en devrik cümlelerimin öznesi gibi,
hem edilgenim, hem etkenimsin
Sen varken yanımda en kalabalığım,
ve sen yokken yanımda en umutsuzum.
Ne ağır yükü vardı sırtında meğer,
En çokta kavgasını taşır, sırtını eğer.
Kimi zaman ne ekmek parasıydı düşündüğü,
Ne de yaşlı babasının ilacı
Bir köşe başında oturup çarşafa dolarken sigarasını,
Ah o komşu kızının dolgun göğüslerini düşlemekti tek amacı...
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren birşey var,
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Gün kokmuş, gün sahte
Yalanlar saklanmış nice ağızlarda
Örtüsü yok fikirlerimin inan,
Ölmüş ki ne Mahir, ne de Hüseyin İNAN!
Hep başroldüm kaderimin oyununda,
En iyi mühendistim ruhumun inşaasında,
Sana hasta olana kadar, en iyi doktordum ben esasında...
Omzu düşmüş bluzüm değil,
Fırsatçı kaldırımlardı adımızı çıkaran.
Yalnızlığım değil,
Bedenimdi hiç pahasına satılan.
Oysa ki fikirlerim hala ak,
umutlarımın rengi yeşile dönmüşken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!