Henüz başlayan lakin çabuk geçen o aşk dolu saatler
ve uykusuz bir gecenin ardından gelen günün o ilk ışıkları…
Sabah saat yedi; uykuya dalmış Victoria…
O tatlı yorgunluğumda gönlümü çelmiş Victoria…
Kapanmakta olan gözlerimde camdan duyulan bir rüzgâr sesi,
güzel ama güneyli bir beste gibi…
Güvertede Gemiciler
güvertede gemiciler
türküler söylerler sevgiliden, gurbetten, memleketten
ve ben onları dinlerim
katılamam onlara, haykıramam seni
ne de güzel söylerler Trakya’dan, Ege’den,
kül tablamda sigaram tütüyor
ben seni düşünüyorum
kalbim hızla çarpıyor
ben seni dinliyorum
bir çıkış yolu arıyor
defalarca mektubunu okuyorum
yürüyeceğim bu liman yolunu
bırakacağım bu güzel şehri anılarıma
hatırlayacağım sık sık seni
yine bu şehirde hatıralarımda
gözlerimde yaş bırakıp seni
tarifsiz hüzne gideceğim
Adı gibi güzel bir kıza, Elif’e
ne olurdu bu mektubu yazmasaydın
aklıma düşmeseydin
kalbimi alevlendirmeden
sessizce gidebilseydin
ne olurdu bu kadar geç kalmasaydın
narin parmakların verir piyanoya o ruhu
ve nağmelerin tamamlar bu sevdayı
sen herkesi büyülemeye devam edersin
büyülersin ama yine de sen
içindeki fırtınaları dindiremez, onları yönetemezsin
huzura kavuşmaz,
Fırtına ve Sen
fırtına ve sen, hep yaşanmış bir duygu
denizin ortasında bitsin diye düşündüğün
bitmek bilmeyen bir olgu
öyle karanlık, öyle serin
öyle yüce, ama öyle derin
gönül adamları, gönülden severler
yalansız dolansız
sildiklerinde de gönülden silerler
onurlu ve riyasız
sizler öyle mi sanırsınız
gönül adamlarıdır bahsettiğim
aşklarım vardı benim
hep el üstünde tutulan
aşkları vardı onların
sadece masallarda yaşayan
ama eksik kalmış ki suyu çiçeğin
bugün bir bir yok oldular...
4-8 vardiyası öyle yalnızdır ki sevgilim
bilemezsin
bazen bir martı alır yalnızlığımı
bazen bir yıldız
limanıdır onlar yalnızlığımın
senin gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!