Dilime dolandı yine bu sabah adın,
Ağzımda beyaz peynir tadı ve çay,
Elimde Orhan Veli, gözümde dem.
Seni andım martıları izlerken.
Bana ses ol anne!
Boğazım düğümlendiğinde
Bilirsin konuşamam ben.
İçimdeki karanlık, aydınlığımı kapattığında,
Gel ışığım ol anne.
Kavrulmuş toprak gibi içim,
Bilmiyor kimse susuzluğumu.
Ne dilim kaldı ne damağım,
Gün be gün kuruyorum.
Kor alevler gibi boğazımda bir ateşten yumruk.
Bir çıkası var ki içimdeki öfkenin,
Kapanınca kapılar ve kalınca ardında bedenlerimiz
Anladık başka sen olmadığını.
Derin derin içimize çekemeyince
Tertemiz havanı
Elimizi ayağımızı berrak sularında ıslatamayınca
İnci boncuk sahillerinde
Bir dokunaklı sese uyandım
Daldığım uykudan.
İçime çekiyorum duyduğum melodiyi.
Piyano tuşlarına vuran kaderim,
Bu kez öyle güzel çalıyor ki.
Benim için yapılan beste,
Kuş uçtu, kervan geçti,
Benim ıssız yüreğimden.
Gönül ağacımın dallarına ilişen,
Ürkek sevda kuşlarının,
Kanatlarına işledim maviliği,
Bazı zamanlarda, bazı gülüşler, acı içerir.
Gülüşün ardındaki dağı göremezsiniz.
Kayalar yuvarlanır zirvesinden eteklerine,
Bilemezsiniz.
Ne hızlı akıyorsun zaman.
Kiminle, ne ile yarışıyorsun?
Gecenin gündüzle yarışına,
Sen ne için katılıyorsun?
Ne gerçek? Ne rüya?
İyice karıştım.
Sussam kafamın çenesi düşüyor,
Konuşsam kendi sesimi duyamıyorum. Karabasan gibi çöktü göğsüme ruhum.
İçimin girdabına kapılıp gitsem,
Saatler seni vuruyor yine
Rüzgar seni esiyor.
Bulutlar seni yağıyor bugün
Dalgalar seni çırpıyor.
Bir millet seni uyanıyor bugün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!