Evli çiftlerin(bizim yöredeki) nasıl piknik yaptıklarını anlatayım size. Örneğin Ayşe Hanımlar’ın gittiği bir pikniğin hikâyesini:
Piknik yerine varınca hanımlar için hummalı bir çalışma başlar. Masalar açılır, örtüleri örtülür. Olan kabı kacağı, yiyecekleri çıkartırlar. Başlarlar salatayı yapmaya. Bir hanım soğanları soyar, bir diğeri domatesleri doğrar, bir üçüncüsü salatalıkları. Erkekler çoktan dinlenmeye geçmiştir. Ohhhh! ....... Ayşe Hanım’ın eşi (Örneğin Osman diyelim) hariç. O mangalı yakar, etleri hazırlar, pişirir. Ama diğer erkekler genelde hanımları el ulağı olarak kullanırlar. İstekleri hiç bitmez. Biri susar, diğeri konuşur. İkide bir şöyle derler, yani erkekler:
- Hamiyet! Kömür nerde? Biraz daha kömür koyalım mangala.
- Tutuşmadı bu mangal. Gazete kâğıdı verin de kömürü tutuşturayım. (Gazeteyi veren, kömürü de tutuşturur.)
- Birkaç kozalak olsa, kömürler hemen tutuşacak. (Akıl vereceğine kalk, topla.)
- Safinaz! Islak bez nerde? Ellerim kirlendi. (Kirletirken Safinaz’a mı sordun?)
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
hocam sonuna kadar haklısın.
tebrikler.iyi bir gözlem.
tuğba tekeli
Offfff... Ben okurken yoruldummmm...Pikniğe filan gitmiyorum ben :)))
Harikasın Kâmuran Esen
Sevgiler...
Piknik iyi geldi..manzarada fena değilmiş..şimdi bir türk kahvesi olsaydı şöyle köpüklüsünden ne iyi olurdu..sağolun emeğiniz için efendim : ))
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta