Kış mevsiminin o muazzam mucizesi olan kar, usul usul yağıyor ve görenler için “ acaba tutar mı? ” sorusunu akla getiriyordu. Pelin de istisna olmayı başaramamış ve mutfak camından dışarıyı seyrederken zihninde bu soru belirivermişti. Kar yağışını çok sevmesine rağmen, bu sefer tutmasını istemiyordu çünkü sevgilisi yedi tepeli kentten gelecekti. Yollardaki en ufak bir pürüz bile buluşmalarını geciktirebilirdi.
Nasıl da heyecanlı idi genç kadın. Güneşin doğuşunu bile beklemeden kalkmış ve mutfak penceresinden dışarıyı seyre dalmıştı. Çok kısa bir süre önce yaklaşık bir yıl süren bir ilişkisini bitirmiş olmasına rağmen, kalbi yine çarpmaya ve nefessiz kalmaya başlamıştı bile.
Yeniden aşkı tadıyor, kimselere hesap vermeden, sınırsızca aşkını yaşıyordu. Korkuyordu, hem de deliler gibi korkuyordu. Her zamanki gibi rüyaymışcasına başlayan bu ilişkinin de kabusa dönmesinden ve elindeki bu değerli mücevheri ansızın kaybetmekten ölesiye korkuyordu. İşte bu sabah uykusuz kalmasının sebebi de buydu. Yorgun bir işgününün ardından evine geç saatte gelen Pelin, sancılı rüyalar görmüş, tedirgin bir gece geçirmiş ve en sonunda da çareyi kalkmakta bulmuştu.
Bugün sevdiği geliyordu. İstanbul-Ankara arasında devam eden aşk, artık tek kentte hayat bulacak; Ankara, onların kutsal aşkının da başkenti olacaktı. Saatler vardı Ercüment’in gelmesine ama dakikalar bile ilerlememek için sanki akrep ve yelkovan ile işbirliği yapmışlardı.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Sevgili BETÜL;
Hikâyeniz oldukça etkileyici... Tebrikler. İnsan hayatı, İnsan karakteri, insanın insan içinde yaşayışını sürdürebilmesi, kurdukları dostluklar, arkadaşlıklar ve sosyal ilişkilerle yakından ilgilidir. Sosyal insan yalnız başına tek bir odaya kapanarak kalamayacağı gibi, bir dağ başında konuşmadan, sosyal ilişkilerden yoksun, insan görmeden de yaşayamaz.
İnsanı insan anlatır. İnsanı İnsan tanır. Her insan da HER ŞEYİYLE KENDİNİ ANLATIR. Kimileri: “Ben falanı anlattım. Şu makalemde şunu yazdım, şiirimde şuna değindim, şunu anlatım.” der. Aslında HEP KENDİNİ ANLATMIŞTIR. O KİŞİ KENDİSİDİR. O SÖZLER O KENDİSİNİNDİR. BÖYLE OLUNCA “HER İNSAN KENDİNİ ANLATIR.” Derim.
“Muzizeler Olsa da…” başlıklı şiiriniz: Hüzün, yürek yangını, sevda sarsıntısı, ihanet ve dil yarası sarsıntılarıyla sizi, ruh dünyanızı ne de güzel anlatıyor.
Şairin dediği gibi:
“Sürmeyi göz öldürür,
Kebabı köz öldürür,
Yiğidi kılıç kesmez,
Bir kötü SÖZ ÖLDÜRÜR.”
Adamın sucu var veya yok; ama bir direğe bağlamışlar. Orada bulunanlara da mecburen: 'herkes bir taşa atacak, yoksa öldürüleceksiniz.' demişler. Bir dostu var o da orada. Arkadaşının halini görmüş içten içe ölüyor. Taş atmak neyine... Mecburen bir şey atacak sıra ona gelmek üzere. Hemen bir gül koparmış bir yerden. Sırası gelince de gülü önüne atmış. Atmış atmaya; ama dostunun gözleri içinde çakılı kalmış, üzüldüğü belli oluyormuş; ve hemen seslenmiş:
...
'DOSTUN BİR TEK GÜLÜ PARALAR BENİ' diye bir kaç söz etmiş.
İŞTE BU!.. Demek insana hiç bir şey ağır gelmiyor ; ama kötü söz ve dosttan beklemediği... (atılan bir GÜL bile olsa) öldürüyor.
İnsan bazan içinden çıkamadığı problemler karşısında, kimselere diyemediği, başının dumanlı dağlar gibi bulutlu olduğu dönemlerde kaleme, kağıda, bilgisayarın tuşlarına sarılır. Onunla ağlar, onula güler, onula dertleşir… Anlatır tüm olanları, bitenleri duyguları sergen gibi serer yere, KENDİNİ ANLATIR… Anlatır da herkes o duyguları bukadar açık seçik, bukadar akıcı, bukadar içten anlatamaz. Bazan gözleri bulutlanır, yağmur yüklenir kirpikleri, ve kağıdın beyaz sayfalarına, bilgisayarın tuşlarına damla damla düşmeye başlar..
İşte bu bizizdir. Başkası değil…
Saygılar ve in içten sevgiler. Herşey, gönlünce güzel, gönlün kadar aydınlık olsun efendim.
Abdullah Çağrı ELGÜN
Umarım bu olay bir hayal ürünüdür.Çünkü çok acılı bir olay.
Bir uçurtmaya asılı kaldı düşlerim.
Ya tellere takılır,
yada güneş batınca
bir çocuğun koltuk altında
eve dönerim.
teşekkürler güzeldi..
kelime hazneniz çok geniş
Teşekkür ederim beğeniniz için ...
,
kutlarım paylaşımınızı
Çok teşekkür ederim Yasemin Hanım. Düş dünyamızda hepimizin öldürdüğü ve geçmişte kalan pek çok insan var ve dediğiniz gibi hikayemde bir adım ileriye gidip reelde de ölümünü izlemiş oldum. Okuyan gözlerinize sağlık ...
pek çok yaşanmışlığı içinde barındıran hoş bir anlatım
sadece yalancıları biz kalbimizde öldürmeyi yeğlerken siz gerçek hayatta da öldürmüşsünüz
elinize-yüreğinize sağlık
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta