Evler Şiiri - Ertan Tanoba

Ertan Tanoba
17

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Evler

Duvarında huzur asılı bir evde oturuyorduk
Biraz zorlayınca ev denizi görüyordu,
Ama bundan başka hiçbir şeyi görmüyordu.
Odalar o kadar genişti ki
İki insan birbirini görmeden aylarca yaşayabilirdi.
Evde hiç pencere yoktu.
Bir gün içeri ışık gelsin diye duvarda küçük delikler açmaya çalıştık.
İçeri ışık yerine soğuk gurdu.
Ara sıra karşılaştığımız oluyordu.
“Birbirimizi çok özlüyoruz, artık sık sık görüşelim” diyorduk.
Ama televizyon odasıyla bilgisayar odası
Birbirinden o kadar uzaktı ki
Hemen karar versek bile buluşmamız haftaları bulurdu.

Bir gün,
Divarında huzursuzluk asılı bir eve taşınmaya karar verdik.
Bu ev diğerinden kat kat büyüktü.
Artık birbirimizi hiç görmüyorduk.
Buluşmak çok zorlu bir iş olduğu için
Birbirimizin neler yaptığını tahmin etmek kolayımıza geliyordu,
“Madem birbirimizi görmüyoruz, ayrı evlerde oturalım” dedim,
belki böyle daha sık görüşebilirdik.
Sana minik bir ev tuttuk.
Evin yerini bin bilmiyordum;
Ama benim dışımda herkes biliyordu;
Onlara soramıyordum.
Sana sorduğumda,
“Kimse bilmiyor ki sadece tahmin ediyorlar” diyordun.
Her gün evini arıyor, bir türlü bulamıyordum.
Çok yorulduğum bir gün,
“Yerini benim de bildiğim bir eve beraber taşınalım” dedim.
Uzaktan bana soğuk seslendin,
“Öyleyse evi bulduğunda beni çağır, o zamana kadar bu evdeyim”
Birlikte yaşamayı istiyor muydun?
Neden minik evine beni sokmuyordun?
Evinin duvarında asılı şeyi mi göstermek istemiyordun?
Bunları düşündükçe kafam karışıyor,
İçim bulanıyor,
Yüreğim kabarıyor,
Gözlerim kararıyordu.
Sanki o evde bende bulamadığın bir şey bulmuştun,
Minik evde zaman yoktu,
Senden çaldığım zamanları düşündükçe gözlerin buğulanıyor,
Gizli gizli evine sığınıyordun.
Sessiz sessiz inatlaşıyorduk.
Sen yeni evi bulana kadar bana evin yerini
Söylememeye karar vermiştin;
Ben evin yerini söyleyene kadar sana ev
Bulmamaya karar vermiştim sanki.

Evin yerini hiç söylemedin,
Ben de yeni evi hiç bulmadım.
Şimdi,
Hiç sevmediğimiz evlerde,
Hiç tanımadığımız insanlarla beraber yaşıyoruz.
Ben dalıp gittikçe,
Birisi kocaman gözleriyle bana ıslak ıslak baksın,
Beni kendime getirsin istiyorum,
Sen kabuslarından uyandığında,
Biri sana sıkı sıkı sarılsın
Gözlerinde kaybolsun istiyorsun.
Ben daldıkça karşıma,
Çipil gözlü biri çıkıyor;
Sen korktukça
Biri sana yapış yapış sarılıyor.

Beni kaybettiğini şimdi ben bunu söylerken anlamayacaksın.
Çok sonra,
Adım adım ölümü seyrederken,
Okuduğun öyküdeki kadının sen olduğunu sandığında,
Yıllar önce çekilmiş siyah-beyaz bir fotoğrafa bakarken,
Ne zamandır kimsenin minicik bir kağıda “seni seviyorum”
Yazıp vermediğini farkettiğinde,
Gözlerin kocaman açılıp ıslandığında,
Anlayacaksın.
Ella’nın yorgun sesi bile artık seni uyutmaya yetmeyecek,
Çalan tango parçaları,
Uzak bir dosttan haber alır gibi
İçimizi sızlatacak,
Ben uzaktan sana göz kırpacağım,
Sen koşarak bana gelmeyeceksin,
Ben hep denizi gören,
Seni görmeyen evler tutacağım,
Parasını bir türlü biriktiremediğim kocaman ayının önünden geçerken,
Hep utanacağım.

Nice sonra,
Çok az geçtiğimiz, çok az bildiğimiz arka sokakların birinde,
Karşılaşacağız.
Kollarımızdakilere bakmadan,
“Hadi, evimize gidelim! ” diyeceğim.
Umarım geleceksin!

Nice sonraydı,
Çok geçtik, çok bildik sokakların birinde,
Karşılaştık.
Senin kolundaki sana bir an bakıp
Uzaklaştı.

Gözlerin hala kocamandı;
Bana öyle boş boş, kuru kuru baktın,
Ona doğru yürüdün,
Ardından seslendim:
“Onun evine mi gidiyorsun? ”
Durdun ve önceki dudaklarında hiç görmediğim kadar güzel
Gülümsedin.
“Onun evi yok ki! ”.

Seni bir daha görmedim.
Şimdi bir sevdiğim var,
Evlendim.
Artık evlere sığmıyorum.

20 Haziran 2000-23 Ekim 2001

Ertan Tanoba
Kayıt Tarihi : 18.11.2001 01:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ertan Tanoba