Çoban baba ne kadar da sevinmişti oğlu olduğuna.
Kimse inanmamıştı çocuğunun tarlada doğduğuna.
Büyüsün adam olsun diye yelden bile sakınırlarken.
İnanamadılar çocukluk çağının elden uçtuğuna.
Gönderdiler okula beyaz kazakla elinde çantası.
Çocuk gördüklerinden, yoktu üzerinde siyah forması.
Öğretmen, “bu çocuk küçük, büyüsün de getirin” deyince.
Annesi fısıldadı “evde bakacak yok, bakar hocası”.
Göz açıp kapayıncaya kadar nasıl da bitti ilk okul.
Yoksul Anadolu köyünde yoktu gidecek başka okul.
İlla uzak yerlere gitmek gerekirdi okumak için.
Derekeden kurtulma yolu, bitirmekti bir yüksek okul.
Öğretmeni: “bu çocuk okumalı bir çaresi bulunur”.
Unutma ki, kaçırılan fırsatlar için pişman olunur”.
Babası: “cahilim, hor görme, ben de bilirim pişmanlığı.
Oğlum için ölürüm, lakin, geçim yolu nasıl bulunur”.
İlim için, öğrenmek için nice dağlar, iller aşılır.
Kola yastık diye yatılır, açlığa bile alışılır.
Fakat! , kaf dağı gibi engel var yoksul ailenin önünde.
Bu yoklukta yol ve okul masrafları nasıl karşılanır.
Çocuk yalvarır gibi bakar babasına, gözleri yaşlı.
Karşı gelemez, umutsuzca bekler, biraz da çatık kaşlı.
Çaresiz kalan baba, uzaklaşıp kuytu yere çekilir.
Ağlar sessizce, görünmek istemez kimseye gözü yaşlı.
Sonra, sanki suç işlemiş gibi, çekinerek geri gelir.
Üzüntü, sıkıntı ve bitkinlikten başı öne eğilir.
“Ne kadar sevinmiştim oğlum olduğuna yıllarca önce.
Bu acı ise evlat acısı gibi” diye mırıldanır.
Çoban kardeş: “bak, üzülme belli ki ağlamışsın sözüme”.
”Yok hocam, erkekler ağlamaz, toz kaçmış olmalı gözüme”.
Deyip ekledi baba “çocuğu okula gönder dersin ya,
Yoksulluk ve çaresizlik bıçak gibi saplanır göğsüme”.
29.05.2009
Hasan ÇobanKayıt Tarihi : 29.5.2009 16:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kola yastık diye yatılır, kuru ekmeğe bile alışılır.
Heyhat! , kaf dağı gibi engel var ailenin önünde.
Bu yoklukta yol ve okul masrafları nasıl karşılanır.
Eğitici şiiriniz için yürekten kutlarım.Saygı ve sevgilerimle.
Sevgi ile kalın.
TÜM YORUMLAR (6)