Bir evladım olmadı benim gözlerinden öpeyim,
O ufak parmakları yüzümde gezinsin, saçlarını koklayayım...Bir evladım olmadı benim kokusu bana cenneti versin. O gülsün ben güleyim, ben güleyim o gülsün, o büyüdükçe benim yüzüm kırışsın, ben kırışdıkça o deli taylar gibi hayata koşsun... Öyle ya, Seneler aktı geçti bu uzun yolculukta. Islak tren raylarında ilerleyen bir gökyüzü, tepemde tenimi yakan temmuz... Hayallerini geride bırakmış seyyah gibi amansız, soluksuz devam eden o duraksız yolculuk... Gözümün perdesinde son öpüşlerim, son sevişlerim... Buruk, hazin bir an kalır sağımdaki pencerede izlediğim... Bulutlara el edin, saçlarıma düşürsün nefesini, yollara dur deyin göçüp götürmesin beni hayalini seveyim... Bir evladım olmadı benim gıdığından öptüğüm... Diyor ya şair " Öpemeden bir bebeğin gıdısını tükendi gitti çağım... " Şimdi sessizliğin günlerinde ufacık parmaklarından öpüyorum evlat! Sensizlige de elbet yakacağım bir türkü... Düşlerimin sarı saçlı, çekik gözlü, yeşil gözlü çocuğu, Papatyalardan saçlarına taç yapacağım...
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta