Evira Ayaz Şiirleri - Şair Evira Ayaz

Evira Ayaz

Çocuktum ben,

yamalı elbiselerimden dökülen yağmur taneleriyle büyürdü çiçekler.
zaman göz açıp kapayıncaya dek sürgün hayatımın tutsaklığında nefes alırdı.
papatyalar büyütürdüm küçük bahçemin güneşe açılan penceresinde
duvar diplerinde dururdu kırık oyuncaklarım

Devamını Oku
Evira Ayaz


Çok uzaklardan geliyorum anne
Üstümde geçmişten kalma bir çocukluk
Ellerini aradım bütün boşluklarda
Ve en sonunda unuttuğum bir oyunda
Buldum seni

Devamını Oku
Evira Ayaz


Ben ve sensizlik…
Böyle başlıyor bizim aşkımız
İki kelimede tüketiyoruz tüm hayatı
Acıları omuzlayıp,dağları hedef alıyoruz.
Kararlı adımlarla yol alıyoruz uçurumda ki çiçeğe

Devamını Oku
Evira Ayaz

Duvarın dibine tünemiş kuşların sessizliği bu
Her akşam üstü bir parça yaşamaya direttiğim şey bu.

Aşk’ı kendimden uzaklaştırıp aşksız kalmaya mecbur olduğum bir acıyla demleniyorum yine.
Ve sen uzaklığın koynunda bir bebek gibi uyurken aslında ben kuşların sessizliğine ekmek kırıntıları bölüyorum içimden.
Kendime benzemeyen bir adamla her gece kavga edip yabancılaşıyorum hayata.

Devamını Oku
Evira Ayaz

Bütün dünya aynı anda bana bakıp gülüyor
kimsenin umurunda değilim ama yine de bakıp gülüyorlar
bu hayatı ben seçmişim gibi gözlerimde kendi ironik dünyalarını arıyorlar
ironik bir cehennem diye tekrarlıyorum bağırarak
ama herkes hümanist
çelişkiler diz boyu

Devamını Oku
Evira Ayaz

Dünya ya bakıp gülüyorum.. Hiç kimse umurumda değil, sadece gülüyorum..

Tanrıyı kaybettikten sonra çok yalnızlaştık. Kader deyip geçenler oldu, yeni isyanlar başlatanlar. İnsanlığın ilk aşk denemesi hayal kırıklığıyla biterken, hiçliğin yankısı kaldı karşılıksız bir acıda. Ve büyüyeceğimize küçüldük, şimdi elma şekerleri satılıyor bütün tekel bayilerde. Herkes her gece tatlı bir sarhoşluk yaşıyor dilinin ucunda. Güneş'in yardımı olmadan ısınıyor insanlar, ‘insanca’ öğrenmeye çalışıyor herkes..

Belki bir gün devrim yaparız umuduyla yaşıyor herkes. Oysa ki devrim çocuklarının asıldığı bir dünya da artık asılacak çocuklar olmadığından devrim fikri de saçma geliyor.
İnanacağımız bir Tanrı'nın yokluğunda resimler çiziyoruz ellerimizde ki kanla.

Devamını Oku
Evira Ayaz

Sessiz şimdi bütün sokaklar
enkaz altından gelen çığlıklar biter...
artık kim ne arıyor bilinmez
suçlular bile çoktan kayboldular

dudaklarında sımsıkı susup unutmadıkları birer isim kalır herkeste

Devamını Oku
Evira Ayaz

Kapının ardından geliyor bu ses
Ağır adımlarını gizlice sürükleyip yaklaşıyor bana
Kırmızı ojeli parmak uçlarında kin ve nefretle
Hak ettiğim bir son/suzluk bu…


Devamını Oku
Evira Ayaz

Ağırlığı önceden tespit edilen bir acının insan ruhuna inen şiddetini hesaplamak için yapılan bir araştırmanın daha sonuçsuz kaldığını günlük okuduğum gazetenin ilk sayfasından öğreniyorum…gözlerde ki boş bakışların anlam ifade etmesi için montajlandığı her halinden belli olan ve daha çok ilgi çekmek için büyük puntolarla atılan başlık aslında acının değil çaresizliğin kuşe kağıda basımı gibi duruyor…şiddetli bir baş ağrısına yenik düşmeden önce son birkaç nefes alışım gözlerimin kararmasından anladığım bir his, bir sigara daha yakarsam eğer gece olduğu gibi sise teslim olacakmış gibi, buna hakkım olmadığını biliyorum, bu saatte sayısız insan yıldızların kaymasını bekliyor(yeni bir dilekte bulunmak için) oysa ben ne yapıyorum, yıldızların önüne dumandan bir set çekip (kaymamasını önlediğimi düşünmüyorum elbette) görünmelerini engelliyorum…herkesin benim kadar karanlığa düşmesi düşüncesinden vazgeçip sigaramı söndürüyorum(en az iki dakika ömrümü uzattığımı düşündüren saçma gazete yazılarından biri aklıma geliyor) baş ucumda duran kitaba boş bir bakışla varlığından haberdar olduğumu belli edip,elbette bir gün onu bitireceğimi düşündüren bir kafa sallamayla yeniden huzursuz bir yalnızlığa geri dönüyorum…
seni kelimelere katmamak için gösterdiğim insan üstü direniş bile yokluğuna yenik düşecek kadar zayıf(sabah sporu yapmaya başlamalıyım) ve biliyorum ki sen diye nitelendirdiğim bir hiçliğe sahibim, adını daha önce sana söylemiştim
(boşluk)

Kaygı duyarak geleceğimden, bir vasiyet mektubu gibi duran bu yazıda, kimseyle hiçbir ilgisi olmayan cümlelerden sonra sıra herkesin hikayesinde(tanıdık gelmeli sana, senin kelimelerinden çalıntı hatırla) ve herkesin hikayesine benzettiğim hikayen dramatik bir sonla suda erimeye terk edeceğimi bildiğim bir kağıda yazılıyor(taş kalplilerin sonu hep aynıdır) mektup imzalandıktan sonra üzerine dökülen simitin susamlarını(sabah kahvaltım) özenle toplayıp bir güzel yuttuktan sonra, burada olmamın asıl amacını hatırlıyorum(geçici hafıza kaybı her insanda olur beni yargılama)

Devamını Oku
Evira Ayaz

ve sen;

telaşlı bir bahar mevsimi unuttuğun bir fotoğrafı kaybettiğin yerde yas
tutarak bekliyorsun…ellerine dokunmadan merhaba diyorum sana ve gözlerimi
kaçırarak nasılsın diye soruyorum, sense hala aynı yerde gözlerini kaybettiğin o
fotoğrafta arıyorsun, acemi bir gülüş geçiyor dudaklarının kenarından, özledim

Devamını Oku