Koltuğa oturup, siyah yuvarlak püsküllü lambayı açtım.
İçerisi serin ve soğuktu.
Okuma odasın ısıtamadım,
Kırk yıldır sanki hiç ısıtılmamış gibiydi,
Soba yoktu,elbise ve çeketleri üzerime örtüm.
Bir saat dinlenmek istiyordum.
Dört nala koşan tabloda Alacalı Atlar'a
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.