Koltuğa oturup, siyah yuvarlak püsküllü lambayı açtım.
İçerisi serin ve soğuktu.
Okuma odasın ısıtamadım,
Kırk yıldır sanki hiç ısıtılmamış gibiydi,
Soba yoktu,elbise ve çeketleri üzerime örtüm.
Bir saat dinlenmek istiyordum.
Dört nala koşan tabloda Alacalı Atlar'a
boş boş sessizce, bakındım
Eskiden çokça resmini yapardım.
Aklıma o an geldi, bir uzak doğu sözünde ölmek, sessizliğe gitmek demekti.
Telefon çaldı salona koştum,
Ahizeyi kaldırdığımda kimse yoktu.
Çamaşır kurutucu ağaçın, üstünde ki ipler sallanıyordu,
Güneşte çamaşırlar parlıyordu, yürüdüm baktım.
Bir yandan kuzgunlar gaklıyor,
Ben ise hüzünle dolu yorgundum.
Kayıt Tarihi : 11.6.2024 15:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Bir okuma yolculuğu.