Evim Evim Güzel Evim Şiiri - Ercan Çalık

Ercan Çalık
52

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Evim Evim Güzel Evim

Evim evim güzel evim...
Sende gizli herşeyim.
Yakın dostum sevgilim,
Ömür boyu sırdaşım,
Evim evim güzel evim.

Evim evim güzel evim...
O derin tavanlarınla,
Esrarlı odalarınla,
Dil olup dudaklarınla,
Konuşsan duvarlarınla.

Evim evim güzel evim...
Pencerenden baktığımda,
Açıldım hür ufuklara.
Bazen kaçsam saklansamda,
Gözlerin var her lambada.

Evim evim güzel evim...
Yaşam ve ölüm odanda,
Azık ve rızık bahçende...
Tahta çatı pervazında,
Yuva olursun kuşlara.

Evim evim güzel evim...
Efkar tutsada her gece;
Düğün, bayram ve eğlence,
Yuvamda huzur ve neşe,
Yokki Hilton otelinde.

Evim evim güzel evim...
Odalarda gezer ruhum,
Duvara sinmiş beş duyum,
Bende bu noktada durum,
Evim evim güzel evim...

Ercan Çalık
Kayıt Tarihi : 24.6.2024 14:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İstanbul’un karmaşasından uzaklaşmak için şehrin dışında, yeşillikler içinde bir ev satın almıştı. Çocukluğundan beri şehir hayatının getirdiği yoğunluk ve koşturmaca, onun ruhunda derin izler bırakmıştı. Bu yüzden, şehrin gürültüsünden ve kalabalığından kaçıp huzur bulabileceği bir yuva arayışı, sonunda onu bu eski ama sevimli eve getirmişti. Evin kapısından içeri girdiğinde, yılların tozunu taşıyan mobilyalar ve duvarlar ona eski günleri hatırlattı. Ev, kendine özgü bir tarih barındırıyordu. Duvarlarda asılı resimler, raflarda dizili kitaplar ve antika eşyalar, evin bir zamanlar ne kadar canlı ve dolu dolu yaşandığını gösteriyordu. Bir gün, Ercan evde dolaşırken, aniden gözleri eski bir fotoğraf albümüne takıldı. Albüm, evin bir zamanlar sahiplerine ait fotoğraflarla doluydu. Fotoğraflarda mutlu yüzler, aile toplantıları ve kutlamalar vardı. Bu fotoğraflar, Ercan’ın kalbinde derin bir sıcaklık ve aidiyet hissi uyandırdı. Ercan, bu evde yaşamaya başladıkça, şiirlerindeki duyguları daha da derinden hissetmeye başladı. "Evim evim güzel evim..." diye mırıldanarak, evin her köşesini keşfetti. Evin tavanları, odaları, her bir köşesi ona bir hikaye anlatıyordu. Bir akşam, evin penceresinden dışarı bakarken, çocukluğunun geçtiği sokakları düşündü. "Pencerenden baktığımda, açıldım hür ufuklara," diye düşündü. Bu ev, ona özgürlüğün ve huzurun kapılarını aralamıştı. Şehrin karmaşasından kaçıp saklandığında, evin her lambasında onu izleyen gözler gibi hissediyordu. Evin bahçesinde dolaşırken, "Yaşam ve ölüm odanda, azık ve rızık bahçende..." dizeleri aklına geldi. Bahçede yetişen çiçekler, ağaçlar ve kuşlar ona hayatın döngüsünü hatırlattı. Evin tahta çatısında yuva kuran kuşları izlerken, bu evin sadece onun değil, doğanın da bir parçası olduğunu fark etti. Geceleri evin odalarında dolaşırken, duvarlara sinmiş beş duyusunu hissediyordu. Evdeki her bir eşya, her bir köşe, onun anılarına, duygularına dokunuyordu. "Odalarda gezer ruhum, duvara sinmiş beş duyum," diye düşündü. Bu ev, onun ruhunun bir yansımasıydı. Ercan, her geçen gün bu evde daha fazla huzur ve neşe buldu. Hilton otellerinde bulamayacağı bir sıcaklık ve samimiyet vardı bu evde. "Evim evim güzel evim..." diye iç geçirerek, evinin her köşesinde huzurla dolaştı. Bu ev, onun için sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir sığınak, bir dost ve bir sırdaştı. Ercan’ın kalbi, evinin duvarlarında yankılanan şiirlerle doluydu. Her gün, bu evde yeni bir şiir yazıyor, yeni bir anı biriktiriyordu. Ve her şiirde, "Evim evim güzel evim..." diye başlayan ve biten bir hikaye vardı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!