Şimdi tavana sızan gece lambamın egzotik ışığını yaktım.
Her kareyi tam dizginleyerek inşa ettiğim evimden bahsedeceğim!
Zincirlerlenmis hatalara karşı koyamıyorum. Her gün yeniden bismillah, yıldızlar peşi sıra doğarken merhamet ey Allah ...
Her duyguya göre betimlenen kelimeleri var Rabbin.
Hata yapmak için uyanmiyorken pişmanlık kelimeleri yurt edindi bedenimi.
Çok ince bir ip üzerinde yürüyorum, düştüm, düşeceğim.
Yıllar önce diktiğim sarmaşık, ay ışığının girdiği muhteşem penceremi süslemiyor. Yavaş yavaş boğuyor, muştulanan olgunluk serüvenimi.
Soluduğum hiçbir nefes kök salmadı, değmedi yapraklarına.
Sulamamis vücudunu.
Bu bir hayal kırıklığı değil, bu her şeyi bıraktığı gibi göremeyen ve yüzleşmeyen birinin acısıydı.
Yenilere yoksa öyle bir yerin bağ kurma demeliydi kendim..
Anne baba nolur geriye sarın beni. Birkaç parça hayalim var biliyorsunuz. Gülümseyen ve şakırdayan insan!
Ekmeğimi bölüşeceğim bir yabancı! Gözlerime dokunduğu anda tüm vücudumu dengeleyen bir ruh!
İbadet yeri aramadan her yeri mescid olan bir hayat!
Hamd ile gecmeyen tek günü olmayan çatı!
Teşekkür , umut, nezaket, İyilik...
İbrahimin tanımadığı ateşte yanan , Nuh'un gemisine binmeyi bekleyen unutkan bir köleyim. Ne olur bırakın artık beni. İthamlar, dedikodular, irinli meraklar... Anlık gelen doğrular sonradan hatırlatiyor dünyevi mesgaleye hizmet ettigimi.
Günah gardiyanlarına ve cehennem meleklerine değil sadelik ve bir dolu mutluluk gemisine ihtiyacım var.
Yaptığım her marufu besleyen, büyüten nura. Birkaç kişinin basit işlerle uğraştığı tenha, pastel ve küçük bir evim var işte.
Biraz kitap, biraz reçel, biraz turşu, biraz da yavrumun muhabbeti.
Miniğimin sesini müzik bellediği
Benim evim. Benim evim.
Sakin, küçük, saf ve efendinin sözlerinin arttığı evim burası.
Yıldızlar yükseldikçe evim gün için çekingen kalmıyor ve sizi bir kahkaha dalgasıyla selamlıyor.
Kayıt Tarihi : 8.6.2022 12:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.