Hayır,kar yağmıyordu..
İçim titriyordu,ellerim buz gibiydi,ama kar yağmıyordu..Yağsaydı bu denli üşümezdimki..
Yağan, hafif bir rüzgarla dahi dallarında tutunamayan,savrulan yağmura dönüşen kuru yapraklardı..Lapa lapa yapraktı yağan..
Fazla değil az aşağıda ise,hızla akan rengi Türkuaz a benzeyen bir akarsu vardı..Yamacın başlangıcında yaprakları kurumuş ağaçlardan, aşağıda akan su, bölüm bölüm saklanıyordu..
Hayır kar yağmıyordu..
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
YAĞMUR ÖPMELİ DUDAKLARIMDAN
Yaralı bir bahar bekliyor pusumda
Yağlı urganlarla boğuyor kesiklerini
Nafile, kanadıkça kanatıyor dehlizler
Bitimsiz bir senfoninin antresinde
Hüzünler evimden ağıtım yükseliyor
Dolunay hüzünleri topluyorum
Gecenin dallarından salkım saçak
Şiirler asıyorum ebemkuşağına
Yağmur öpmeli dudaklarımdan
Senden sonra ıslak ıslak
Hayli zaman oldu şiir tütmeyeli hüzünler evimden. Üstelik zaman da değişmiş ben uyurken. Zamanın ibresi önceye dönerken saatler tersine akmış, biz ilerlemeye çabaladıkça ayaklarımızdaki zemini kaydırmaya çalışmışlar. Şimdi buna ayak uydurmalı mı cancağızım. Yoksa isyan bayrakları ile sloganlar mı yazmalı sarı sayfaların bir köşesine.
Birkaç blo/g ötemdeymiş meğer ben görememişim. Şaşırdım mı? Hayır, hiç şaşırmadım, belki de hazırlıklıydım karşılaşmaya. Bildiğim bir gerçeğin her ısrarlı inkârında güçlenen bir sezgiyle savurdum rüzgâra sözleri. Nehirlerin türkülerini, çağlayanların ıslıklarını koy şimdi yüreğime, ıslanmalıyım günlerce. Soğuktan üşümeli, sıtma nöbetlerinde kaybetmeliyim belleğimi. Mesela hangi masalın kahramanıydım hatırlamamalı, masalın sonunu hiç bilmemeliyim. Bundan böyle sadece yağmur öpmeli dudaklarımdan. Rengini tutsak etmeli ebemkuşağı dilekleri. Sert rüzgârlar, bulutlara yön verip ay ışığını kapatmalı gecemde. Şiirler artık gözlerimden akmalı. Kalbim… Kalbim için için ağlamalı, yalnız ben bilmeliyim.
Söylesene cancağızım, bir aşka kaç yalan sığar, yürek kaç yerinden göz göz parçalanır da sevdanın kapı eşiğinde kanar. Aykırı olmak kendine ne zordur bilir misin? Cezalandırmaya çalıştıkça daha çok uzaklaşmak kendinden ve farkındalığın bıçağını ruhunda hissetmek. Ahh cancağızım, içim sıkılıyor onca derdin arasında, yüreğimi dinlemek artık yoruyor beni. Günlerce hiç uyanmadan uyumak istiyorum, kimseyle konuşmamak ve kimseyi dinlememek. Belki sadece müzik olmalı ruhumda, mesela “AĞLA SEVDAM”. Şimdi kapat gözlerini ve müziğin düşlettiği yere git…
Düşün ki, tapınmalardayım, karanlık bir mabette, kavramsız sözcüklerin mahzenindeyim. Dehlizlerin korkusu çarpıyor göğsüme, yarasa kanatlarının rüzgârı yalıyor yüzümü. Karanlığın kör ettiği gözlerimde bir ırmak gibi çoğalıyor dertlerim, akıyor bilinmezliğe. Çağlayanlardan süzülüp denize varmak istedikçe kayalar kesiyor yolumu. Her çarptığım kayalıktan bin parçaya bölünüp ürüyor kederim.
Anla ki, yüreğimdeki bütün yamalı sözcüklerle kanıyorum. Baharların keskin kokusuna muhtacım, unuttuğum cemreleri beklemekten bitabım. Dönüşü olmayan karanlık yollarda, okyanuslar aşmak istiyorum. Omzumda bir kelebek, düşlerimde isimsiz onlarca çiçekle dudaklarıma yağmur diliyor, yalnızlık ülkesinde küskün nakaratlı şarkılar söylüyorum.
Bil ki bu gece içim dar. Kaşımda, gözümde bezginlik halleri, aklım düne takılı ve dinlemiyor yüreğim sözümü. Ruhumu kanatan çivilerle, sürgün ülkelerde kayıp bir bedenim belki de. Korkuyorum, ürkek ve yaralı bir yabanılın yüreği atıyor içimde. Toprağım kıraç artık neylesin baharı. Mevsimler döngüsünde beşinci mevsim veda, ölüme gebe ömür.
Rengin Alacaatlı
HOŞGÖRÜNÜZE SIĞINARAK BU MUHTEŞEM DUYGU SELİNE KENDİMDEN BİR SES İLE KATILMAK İSTEDİM. YÜREĞİMİZE YEDİĞİMİZ DARBELERİN İZLERİ NASILSA GEÇMEYECEK, KAR BİLE ÖRTEMEYECEK AMA O SIZININ SESİ HEP DUYULACAK.
TEBRİKLERİM SONSUZ...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta