Çok mevsim geçti üzerimizden
Şuan bulunduğumuz mevsimi giydirmeye gerek yok
Yanımda olmadığın her mevsim çırılçıplak
Olsaydın yanımda koştururduk mevsimleri
O hızla akıp giderdi zaman
Düşlerimizin peşinden koşarken yırtılırdı hülyalar
Beynimin içinde sarmaşık
Sarmaşık dallarının arasına hapsettim kendimi
Zaman geçmiyor
Sarmaşık gün geçtikçe büyüyor
Beynimin en ücra köşelerini ele geçiriyor
Doğurgan zamanlar can sıkıntısı doğuruyor
Biraz vahşi içimin sesi
Sessizce saldırıyor kırılgan yüzüme
Sesimi hapsediyor sarmaşıklar
Artık sesim içimden çıkıyor
Sahip olamıyorum sesime
Herkes biraz komikse güldürebilir
Biraz özgürsek takılabiliriz kuzeyden esen bir rüzgarın peşine
Rüzgar bedenimizi bir taşa bıraktığında
İnsansak eğer biraz acır canımız
Ama değer
Eğer pembe bir gökyüzü üzerimizdeyse
Akşam güneş batarken
Eğer sevgilinin eli değiyorsa elimize
Değer taşa vuran bedenimiz
Boşa acı çekmemiş oluruz
Şu ölüm meselesi ne kadar tartışılabilir?
Karın ağrısı ayaklarımız taşa basarken mi icat oldu?
Anlamsız sorularımın cevabında sevdim seni
Ben ne kadar anlamsızsam
Sen verilen cevap kadar anlamlıydın
Sorularımı sorarken cevabımı da sunuyordum
“Evet” demen yeterliydi
Dilimde yeni doğranmış kelimeler
Kesişemiyor sorduğum sorularla
Cevap olmuyor suallerime ağız dolusu susmalar
Hep bir yerlerde eksik konuşuyorum oysa
Yarım yamalak herkese cevaplarım
Tek kelimeden fazlası israf geliyor bana
Ama şimdi harcıyorum tüm kelimeleri
Bıçak sırtında bir intihar
Yere düşenlerden belli
(On Beş Ocak İkiBinOnİki 19:50)
Nevin AkbulutKayıt Tarihi : 16.1.2013 09:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)