Hiçbir fotoğraf benim kadar güzel açıklayamaz seni.
İnce bir baş ağrısıyla, pili bitmiş duvar saatinin tıkırtısında kayboluyor zaman.Tam vakti ölmenin, çünkü durmuş bir zamanda ölmek kayda geçmez tapu kayıtalarında. Şimdi gitmek büyük ihanettir aslında, sabah kahvaltısında iki haşlanmış yumurtaya.Gitmek soğuk karanlık gecenin altına şerh düşmektir.
Anlamı hiçbir kapıya çıkmayan sözlerime kırgınım, bağışlamalı beni ismet özel. Bu nevruz içime düşmedi imgeler.coğrafi keşifleri kaçırmış büyük bir devletin havaya suya ve toprağa düşmeyen imgesiyim ben. Kaçırılmış doğu ekspresi kaçırılmış aklım kaçak sigara kaçak göçmen yedi yaşımdan buyana kaçak güreşiyorum hayatla.Nitelikli ruhum hiç ölmezmiş gibi aşık oluyor o kıvırcığa.Her işi yaparım diye not düşüyorum yarınlara, yapım aşamasında üç çocuklu ütülü gömlek 657 ye tabi bir sayfayım aslında.
Anlamı hiçbir kapıya çıkmayan sözlerime kırgınım, bağışlamalı beni ismet özel.Bu nevruz içime düşmedi imgeler.kaldırıp kendimi taşısam bir ay sürer ağırlaşan gökyüzü üstüme çöker.kalk yerine yat diyen ülke sınırlarında mülteci düşler.italyan usulu patlıyor ölüm, ingiliz oyunlarında şah mat, çizdiğim haritalara ben, dünya vebasından kurtulmuş bir çoçuk ekiyorum.Tuaf şeyler oluyor içimde birkaç militan durmadan sallıyor ciğerimi, gençliğim bir aşk dikiyor damarlarıma beni lütfen evime götürün.
Iskıladım kendimi Allahım, suretimi sobelediğim aynalardan geçtim ,sözlerimi peteğe sakladım.göz kapaklarımda, geçen gece daha önce hiç çizmediğim bir hayale rastladım elleri, merhemet kokan elleri uzanıp dikti sallanmakda olan düğmeleri. göğsüme sığacak kuşlar benden habersiz yuva kurdu gözlerine balözünden damladı bakışları.insan kaçkez kuyudan çekerse sözlerini okadar açarmış peygamber çiçekleri.Nereye dönsem bir yol oluyor sesin, kulak kesilip ruzgara, yollarına düşüyorum, başıma bir hal geliyor hal ki nefesinden okunuyor.Atlara su veren annem yollarına oğul işliyor.Aynı rüyadan doksan dokuz kere geçiyorum doksandokuz kere suçüstü seviyorum seni. Saçlarını savurduğun deniz, içimi aydınlatan huzur şehrin kapılarını yumrukluyor. ziyaretci defterime kayıt,imza sen geldin aramızda bir dualık mesafe.Baş harfi incinmiş yetim adamlar şahit olsun, kapalı gişe izliyorum gelişini devlet kadar deli devrim kadar sessiz seviyorum seni.Eskimiş dünya mealini yüzünden okuyorum, bir fotoğrafa rica ediyorum, okadar güzelsin ki kimse bu karede görmesin seni.
Sapladım kendimi Allahım! daracık odalardan dunyaya bağırıp teselli aradım. isyan iki hece bir cehennem diye duvara yaslandım, lozandan buyana boğazımdan geçmiyor ekmek. Her sabah peşpeşe gazetelere bakıp kederle, bir köşe arıyorum kendime o köşeden ölmediğimiz bir altyazı geçiyorum ülkeme: Anlamı hiçbir kapıya çıkmayan sözlerime kırgınım, bağışlamalı beni ismet özel.Bu nevruz içime düşmedi imgeler.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla