Ev Sahibi-Kiracı Şiiri - Halit Mehdigil

Bizim Türk toplumu bir türlü sinerjiyi yani birlik ve beraberliği yakalayamaz.Birileri hep birincil sanarlar kendilerini.Öyle ki akıllarını daha az çalıştıran,bencil ve insan sevgisi olmayan,geçimsiz insanlar genellikle kendilerini birincil sayarlar.Daha üretken,daha sevgi dolu insanlar ikinci planda kalırlar.Üretken insanlarda insan sevgisi olduğu için karşıdaki insanın hatırını kırmak istemez ve huysuz olan iyice en üste çıkar.
Toplumumuzda süregelen öyle bir marazi yapılanma olmuş ki bu bize zarar veriyor.
Eski Türk toplumlarında kadın devlet yönetimine katılırdı,kurultayda bulunurdu.Bu şu anlama geliyor kadın da erkek de ev sahibi durumundalar.
Yine peygamberimiz zamanında Asr-ı saadetten bahsedilir burada bütün müslümanların eşitliği herkesin ev sahibi olduğu anlamına geliyor.Bir dışlanmışlık görülmüyor.
Osmanlı İmparatorluğu'na ve batıdaki krallıklara bakın.Kral ya da padişah hep ev sahibi olmuştur diğerleri ise kiracı.Ancak Osmanlı Devleti'nde daha acı olan bir şey var.Tarihi daha derinlemesine incelersek özellikle bizden saklananları arar bulursak Padişah ev sahibi, birinci; Osmanlı Devleti'nde ticaret yapan askere gitmedikleri için ticaretleri kesintiye uğramayan Yahudiler,Ermeniler,Rumlar ve diğer Ecnebiler Sarayla halkın arsında olmak üzere bazen ikincil ama çoğuklukla padişahı da kandırarak birincil duruma gelmişlerdir.Osmanlı Devleti,nde Yeniçerilerin hemen tamamı ecnebilerden kuruluydu.Bunu bilmeyen yoktur.Osmanlı Paşaları savaştaki komutanların çoğu hep Yahudi,Ermeni,Rum ya da ecnebi asıllıdır.Hepsine adı Türk adı verilmiştir.Türk sadrazam ve Türk komutan azdır.Bunu okuyanlar bana kızacaklarına açsın tarihi derinlemesine okusunlar.Şimdiye kadar bizden gizlenenleri öğrendikçe daha bir hayıflanacaklar.Sözün kısası Türk asıllılar normal düz er olarak Kırımlar'da,Yemenler'de,Trablusgarplar'da,Sarıkamışlar'da hep kiracı olarak can vermişlerdir.Sarıkamış'ta.90 bin asker şehit olduğunda Enver Paşa hepsini yüzüstü bırakıp İstanbul'a dönmüştür.
Peki Osmanlı neden Türk'e sırtını dönmüştür.Ecnebiyle içli dışlı olmuştur.Burada uzun yıllar Karamanoğulları'yla savaştığını biliyoruz.Osmanlı hanedan ın yürümesi için böyle bir taktik uygulamıştır ve de başarıya ulaşmıştır,tam 624 yıl...Eğer padişahlar birinci sınıf yani ev sahibi Türkler de kiracı konumunda olmasaydı padişahlık yani Osmanlı hanedanlığı yürümeyecekti.Siz birinin evine misafir olsanız onun evinde ne kadar rahat olabilirsiniz.sahiplenebilir misiniz onun evini? İşte Osmanlı araya Yahudi,Ermeni,Rum ve ecnebileri sokarak devamlı bu kesimlerin yağcığını,yalakalığını görmüştür.Ticaret de bunların elinde olmuştur.Sonunda Osmanlı hazinesi bunların karşısında güçsüz durumda kalmıştır.Tarihte Kira kadın ve oğullarının parçalanmış saraydan atılışları bu yüzdendir.Türk ne olmuştur padişah karşısında.Türk kiracı bile sayılmazdı.
Sözün özü devlet dairelerine gittiğiniz de neden memnun ayrılmazsınız.Çünkü Enderun da yetişen Yahudi,Rum,Ermeni ve diğer ecnebi asılllılar sadrazam,paşa,yüksek devlet memuru olmuşlar bunlar kendi ırklarını korurken Türk'e 'Bugün git yarın gel' taktiğini uygulamışalardır.Boynu bükük,masum Türk haline getirilen insanımız bir devlet hastahanesine gitsin bakalım.Doktor ve hemşire ev sahibi gibi davranır hastaya.Çünkü kendini ev sahibi zanneder.Bütün devlet dairelerine gidin durum hep aynıdır.Her kademede bulunan devlet memuru hem kendi altında çalışan personele hem de halka kiracı,vatansız gibi davranır.Üvey annenin evladı gibi.Daha acı olan nedir?
İster halkın içinde olsun ister bir amirin altında memur olsun üreten,icat eden yenilik getiren insanımız amirin kıskançlığı ya da yanlış olsun ama benim dediğim olsun diye bir de topluma yenilik getiren insanları dışlamışlardır.
Peki bu toplumda yenilik getirenler,aklını çalıştırıp ama yöneticiler tarafından dışlanan onların bencilliklerinin silindirinden geçen insanlar ne oluyor tabiiki üretmek azmi kırılıyor,küsüyor.1991 yılı araştırmalarını bir yazımda belirtmiştim.Türkiye 'de icat sayısı 1500,Yunanistan'da 15000,Almanya'da 22000,Japonya'da 300 000.
Türkiye 'de kıskanç yöneticiler oldukça,kaprislerini bir tarafa bırakıp da gerçekten milliyetçi,vatansever,demokratk insanlar olmadıkça Türkiye bunu çok çeker.
Rahmetli valimiz Recep YAZICIOĞLU bir söyleşisinde şöyle demişti.
Kaymakamdım.kapıyı biri çaldı,içeri girdi.Adam derdini anlatıyordu gayet efendilikle.Ama bana bir saygısızlık yönü geliyordu acaba ne? Baktım ki ceketini iliklememiş.Dedim ki:Sen önce ceketini ilikle.Onu saygısızlık saymıştım.Adam dedi ki siz benim ceketimle niye ilgileniyorsuz.Siz hizmet etmekle varsınız.Benim kıyafetimle niye ilgileniyorsunuz? Allahallah bu adam nerelidir? Neden değişik düşünüyor.Bana Almanya 'da yaşamış ve bizim
ki gibi resmiyet görmediğini,demişti.İşte bu resmiyet bir türlü çocukluktan kurtulamamış,büyüyemiş Yahudi,Ermeni,Rum ve diğer ecnebilerden bize miras kalan Türk'ü kiracı gören zihniyettir.Ne acı ki kendi bir devlet dairesinde kiracı görünen,azarlanan kişi kendi dairesine geldiğinde sevmediği aynı şeyi kendi dairesinde hizmet yaparken yine yapar.Ve ne yazık ki artık Türk Türk'e yapar.Toplum olarak artık büyümemiz,artık bilimsel kafalı olmamız hiç kimseyi kiracı olarak düşünmememiz herkes bu vatanın evladıdır diyerek gerekli sevgi,saygı ve içtenliği göstermeliyiz.
Yoksa ki kendini ev sahibi sanan da horlanıp kiracı durumunda bırakılmaya zorlanan da aynı gemideyiz.Bırakalım bu çocuk olmayı kendi insanımızı sevelim.Güvenelim insanımıza.Yüce Ata'mız ne demiş.'Türk öğün,çalış,gü
ven.'Demokrasiyi,insan sevgisini,vatan sevgisini en iyi içine sindiren en fedakar olan ülkemize cumhuriyeti ve demokrasiyi layık gören yüce Atam'a binlerce teşekkürler.
Ruhun şad olsu yüce Atam! Sen örnek alınacak en yüce örneksin.

Delta S X
11.11.2006