Oysa eski atalar, merdivenin daha ilk basamağını oluşturmakta olan becerikli varlıklar; o aşamadan ilk basamaktan bakıp, bugünü, yani merdivenin uzayan yapısını ne görüp bilmeleri, ne akıl ve hayalinde geçirmeleri olanaksızdır. Üstelik dizgenin gelişmesi bir türden de olmayacaktı.
Farklı sosyolojik edimsel başlangıçlar, aynı sonuçlara da evrilebildiği gibi, çoğu zaman çok farklı yapılarda sosyolojik birimleri ortaya koyacaktı. Ha keza, benzeşen, aynı örgülü yapılarda, benzeşmeyen sosyolojik toplulukların belirginliği eğemen oluyordu.
Şu bir gerçektir sosyal evrimin, gelişmenin, yol alışın, gözü kördür, cahildir. Gelişme, hele de sosyal gelişme; yol açacağı, sebebi olacağı dizgeleri, yol tutuşu bilemez. Zaten öyle olmasa idi toplumlar sürekli değişen gelenek, görenek, tutumları edinmezlerdi. Üstelik bilim ve bilgide sürekli olamazdı. Her şey belli nokta ve aşamalarda tıkanırdı, yani evren ölürdü.
Bu yüzden etnik yapılar kişilerin zorunlu öznel gelişmelerinin referans alanı olmuştur. Günümüzde kısmen gerilesede yerini büyük bir oranda hala korumaktadır.
Toplumun öznelleşmesini, toplumun öznel yana kayan kontrolsüz olmasını ne engeller? Yani toplumun subjektif eğilimliliğini ve halka inen siyasi palyatif dalkavuk tutumlarını, toplumun yozlaşmasını, toplumda engelleyip önleyen; yine toplumun nesnelliği ve nesnel yasalarıdır.
Ya halkın ve etnik yapıların öznelleşmesini önleyen neydi? Halkın öznelleşmesini neyle engellerdiniz? Sorun bu.
Bu soru saçma ve ön yargılı bir sorudur. Halkın, etnik yapıları öznelleşmeyecek diye bir zorunluluğu, yani böyle bir mecburiyeti yoktu. Aksine halk ve etnik yapı objektif ve subjektif olabilen yapı ve gelişmelerdir. Halk bu iki alanı tek tek Ya da birlikte yaşayarak evrensel oluşuma katılır.
Üretip, gelişip, değişmeyen İnançlar, evrensel oluşuma katılışın, lineer biçimde yaşanan sürüklenişidir. En azla enerji harcamayla kararlıdır. 0'a yakın enerji sarfı ile çizgiselliğe yakın boyutta, bir anlamda zoraki evrensel var oluşa katılımıdır ve bu katılışa da, tepkidir.
Gelişme ve çelişme, evrenin; zaman, mekan nicelenim, devinim boyutuna dönen temel evrimsel ve bilfurgasyon yapan oldurganıdır. Ne subjektif oluşumlar bu değişim ve dönüşümden kaçınabilir, ne objektif değişme ve gelişmeler bundan kaçınabilir.
Öznel inançlarımızı, dissipatif kılarlıklı biçimlemediğimizden, feed back yapamamakla ayakları yerde kesilir. Kendi üzerine katlanan, kendini ancak taşıyan, kendi içinde kapalı, ama dışla en azla da olsa, enerji transferi yapamaz. Hep kendini tekrarlamakla, kendi enerjisini tüketip, enerji olaraktan da, kendi olarak kalamayan, kendilik kararlı ve değişmez yapılar olup çıkıyordu. Bunun batağıda, bu böyledir; ezelden beri ne ise, şimdi de odur, bu kutsalın değişmez sözüdür, deme aymazlığımızdır.
Kimi öznellik etnik tutumlarımız iletişmez. Grubları; bir birlik sisitem sayarsak, sistem içinde dönen bir öznellik olmaktan kurtulamaz. Sistemin iç ve dış iletişimi olmalı. Geri besleme bir istikrar kılış iken, istikrarı bozmaya da neden olup sistem kazancı artıran bir ilişkilenme olur. Oysa öznelliklerin kendi devinimi, kendi biçimlenişinden geri bırakılmıştır. Öznel oluşlarımız, soyutun soyutuna, yani tavşanın suyunun, suyunun, suyana da giden, kendi istikrarıdır. Anlama ve anlayış, anlatış birliklerinde bir tekrar edişin tekerrüri olmuştur.
Aslında geri bildirişimin en yalın hali, sizin aynaya bakarak kendinize, üst başınıza çeki düzen verişinizdir. Bu bir geri bildirişim feed backtir. Olan durumunuz, olmak istediğiniz durumla kıyaslanır. Lineer olan doğrusal durumlar, geri besleme içermeyen dinginlik düşünmeler, öznelliklerdir. Dünya lineer olmayan tutumlama ile yalpalar ve zikzaklar çizerek döner. Yani lineer olmayan sistemler kaos içerir. Bisiklete ilk binen insan, istikrarlı gitmeye başlamadan önce, sağa solla yalpalar yapan bir durumun iletişmesini alır, sonra bunu çeşitli dengeleme denemelerinden sonradır ki lineer kılan istikrara ulaşır
Öznel (soyut inanma ve inanış, nenelin bilgisi olmayan soyuttan souyuta gidiş) düşünme sistemlerinde, geri beslemenin, yani kaosu tanımaz olması özneliğin handikapıdır. Çünkü bunu kafa karışıklığı sanır. Oysa bunlar var edilmelidir. Kaos, determinist düşünmenin katılıkla inanç kılınmasını da, önleyen bir olgunlaştırma sağlar. Düşünmenin alabildiğine sınırsız oluşunu, bifurgasyonellikle kendini otomatikman sınırlayan, açılım ve salınımlar da, üretilmelidir.
Yani öznel düşünmelerin bir açmazı da, kendisinin kendisi üzerine etkimesini hesba katmaz oluşudur. Yani soyut düşünmenin soyut olarak kendi üzerine yansıması- ayna içinde ayna görüntüleri, düşünmenin kendi sınırlılığını, tekerrüri süreçle bozmaktadır. Bilimsel deyişle; sistemin kendi üzerine etkisi, yansıması, sistemin parametrelerini bozar. Buda istikrarli kararlı geri besleme ile, yani aynaya bakışla görüntüyü düzeltmedir.
Öznel etnik düşünmelerin, inançların, subjektifliğini artıran bir yanı da sudur. Öngördüğü düşünüş sonuçlarının düşünceye etkiyen; düşünce pertürbülanslarına etkiyeceğini, onları şu sayılan işleyişlere götürüleceğini göremezler. Her bir ilişkisini, bağımsızlaşan süreçler yapmasıdır. Oysa sitemin etkisi öngörülen düşünceyi eğip bükecektir. İlşkileri zayıflatır yapacak veya susturulur kılacak. Ya da geriletilir, pekiştirilir, ivmelendirilir, geciktirilir gibi olasılıklar durumu, olabileceği bağıntısını kale almayan, bir soyutluğa doğru, gem almazca dalgalandırması yanlışlığıdır.
Geri besleme yöntemi, kontrol eden düşüncenin, size yeni bilgilerle dönmesidir. Aksi halde düzelmeyi ve sistemi geliştirmeyi, başaramayız bu da öznel oluşun yanlışlık yapan tavrıdır.
Başlangıç koşullarına sıkı sıkı bağlılık dediğimiz geri beslemedeki iterasyonlar (tekrar edişler) asla birbirinin aynı değildir. Olabildiğince az da olsa, eğilip bükülüp değişmişidir. Yanı anlaşılır bir anlaşılmaz düşünce içermeli. Anlaşılmaz, yanı gelişen yandır. Küçücüğün ufak bir anlaşılamamazlığı düşünce sisitemin ilerde osilasyon kaynağı (salınımlar çekeyi) olacaktır. İnançlar ve öznelliğimiz böyle geliştirilir olmalı ve etkin evrensel kılınmalıdır.
Sururi mantığa göre maç devam ederken kurallar değiştirmez. Bu elbette lineer düşünme ve sisitemler için böyledir. Oysa özneliklerimiz; non linerlik içererek, oyun esnasında kuralı değiştirme özellikli olacağını, kuralın gelip geçici anlaşılırlık istikrarı olduğunu bilmelidir. Düzensizliğin, düzenini bilmeyi de, sistematiğine katmalıdır.
Öznel yapılanmada geri beslemenin bir yönü sapmayı kuvvetlendirir ve pekiştirirdir. Yani sizin bisiklete ilk binişinizin sağa sola yalpalaması sizi SAVURAN bir süreç salınımına da götürmesi gibi. İkinciside sizin öznel düşünmenizi istikrara düzenliliğe anlaşılır olanın güvenine de, götürür.. Yani öznelliklerimiz, biri ikileştiren; çoklaştıran üretişler olmalıdır. Hem savrulan salınımlarla sınırlanarak üreteceksiniz hem istikrar yapan sınırlamalarla güvenlikli olacaksınız.
Öznel düşüncelerimizi üretirken düşünmeyi durduran oluşumlara, biz sisteme frekansaları küçük, ama dalga boyu büyük, bir enerji ilave ederiz. Tıpkı içinde sıvı çalkalanan bir kabı durdurmanız gibidir. Bunlar küçük dalga boylarına ayrışarak sisitemimizle (düşünme kalıp ilişkileriyle) sürtüşen bir artımla sürüklenmeye gider.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 17.1.2009 12:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!