Bayram Kaya - Etnik Yapılaşma Halk ve To ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Biraz biyoloji hatırlayanlar bunun örneklerini düşünmekten geçikmeyeceklerdir. Üstünlükler biyolojik genetik özelleşmeler olabileceği gibi, pratik yetkinlik ve yatkınlıkları süreçleyen, alışma bulaşmaları da, olacaktır. Sineklerin sokma ve ısırıklarına karşı, ölseler bile bağışıklık sağlayan ekvatoral insanın bu özelliği, çevre koşulsal özelliğidir. Bu özellik belki hiç, Ya da çok az sinek bulunan kutuba yakın veya kutup dairesindeki insanlarının elbette zaafları olacaktır. Kutup insanının soğukta yaşama beceri ve dayanıklılığı özelliği de, ekvatoral insanın, ani bir çevresel iklim soğuması karşısında, kolayca ve çoğunlukça ölmekle baş başa olacağı bir zafiyeti olacaktır. Bu doğal evrimsel çelişmedir.

İşte bunlar, kişinin Ya da kapalı topluluk dönemlerinin, sosyolojik ve biyolojik, geçişen genom ve genomsal denebilir aktarımlarıdır. Bunlar ileride toplulukların ilişki kırılmalarında ve toplulukların karşılaşma ilişki kırılımlarındaki, ayrışan ortaya çıkma, öznellik yansımaları olacaktır. Dolaysı ile, her ayrışma birleşme ittifakı ve tolere eden yaşam biçiminide ortaya koyacaktır. Bu hal toplumsal üreti zorunluluğu ile halk öznelleşmesinin sürtüşmesidir.

Böylece oluşturacakları ittifaksal karışma, katışama, akrabalaşma, yeniden üretme ittifak düzenlenmesindeki tutumlar halksal hazım edilirlik sorunsalıdır. Çünkü toplumsal üretiş, bir bozuk transistörü değişmenizde size, çeçen sineğine bağışıklığınızın olup olmadığı üstün özelliğinizi sorgulamaz. Ancak, sağlık sorgular. Buda topluma aidiyet oluşun özelliği değil, toplumun yeniden üretimini özgür kılan tetiklemedir. Alışkanlıklara yatkın olan halk ve etnik yapı, bunlardan kurtulamama Ya da zor kurtulma zaaf travmasını yaşar. Ancak yeni değişmeleri, yeninin kendi öncesinin tutumlarını, yeni tutuma eklemlerler. Etnik yapı ve halk bunları; ritüelleştitren, sembolize, seramonize edilen, bayaramlaşan, gelenek görenek yapılarla anlar ve sidirir. Genelde KÜLTÜRLEŞEN diyeceğimiz yapıların sürdürülmesini ortaya koyar. İşte bu, zamanla bir halksal tanımlılık, bir topluluk grup aidiyetliği olarak, etnitise tanımlılığını, zaman içinde alacaktır.

Toplum aşamaları, gelişme ve dönüşümü, bir yepyeni silbaştan kuruluş değildir. Bir önceki yapı ve kurumların, düşünsel üretimlerin, düzenlenip ilişkilenip dönüştürülmesidir. Basit bir örnek vereyim: Sadaka, köleci toplum ortaya çıkmadan önce toplumların bilip uyguladıkları bir kurum ve kuruluş yaptırımı değildi. Kimseye ne vahiy edilmiş, kimsede vahiy etmemişti.

Tamamını Oku