Etme,
eyleme...
Bu şehir nasıl can çekişir.
Bir bilsen ülkemsizliğim nasıl tutulur
Di'li geçmiş bir masal öfkelenir
İçi geçmiş bir nehir kuruyuverir.
Terk etme
Fukaralık nedir bilir misin
Sen otuz üç kurşun
Ben Mengene dağı
Ve Nemrut'a karşı newroz ateşi yanar
Küllerinden ısınmayı düşle
Tenimde son Bahar hüznü çöküşür
Çırılçıplak sarıl ki
Sağanak bir ter yağsın yurduma
Nadasa bıraktığım son sınır ihlallerime
Sonra son isyan da biter bedenimde
Terk etme...
Yoksa Diyarbakır nefessiz kalır
Yarsız yurtsuz bırakma eylemlerimi.
En yasak sloganları sana sakladım.
Öğrendiğim ilk Türkçe cümlemi bile
Avuçlarımda kifayetsizce koruyorum.
Yediğim ilk asimilasyon dayağının utancıyla.
Oysa ne hayaller sakladım kumbaramda
Bozuk bir düzenin militancısıdır sözcüklerim
OHAL'den ne hallere düştük sevgilim...
Terk etme
Yoksa küserim
Yoksa üzülürüm ha
Belki şiir yazmamam bir daha
Etme.
Heftan köyüne ikinci bir tufan iner
Akşam üstlerinde güneşin Gabarsızlığı.
Cudi bir daha diz çökemez bilirsin.
Yoksa "Mem û Zîn",
"Rizgan u Nurê" anlamsızca derinleşir
Şırnak ikinci bir seli kaldıramaz
Seni kana kana taşıyacam yüreğime
Seni Dicle nehri kuruyana kadar,
Bekleyeceğim....
Nesli tükenmesin sevdaların
Elini bulama ayrılığa.
Gitme.
Eyleme...
Ax kurdistana min
Cand u huneramin
Helbesta nava dilêmin
Ez li benda te mame
Ji min re bibêje
Tu li ku mayî? ..
Kayıt Tarihi : 16.12.2014 02:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!