Tüylerim ürperdi, sabah gelemedim yanına
Donup kaldım cansız bedenini gördüğüm anda
Gözlerin yarım açık, boynun bükük düşmüş yatağa
Bu benim Ethem’im değil dedim
Değiştirmişler bir başkasıyla
Daha yaşayacağımız ne yıllar vardı oysa
Beyazlar içinde bu mateme sebep ne
Hâlbuki sabah ezanını haber vermişti bana
Gidiyor, koş yetiş demişti oğluna
Bilseydim şaka yapmadığını
Son kez gelip sarılmaz mıydım boynuna
Bilseydim şaka yapmadığını
Öpüp koklamaz mıydım doyasıya
Bu babasının balı kaymağı gülü goncası
Bu babasının içine henüz çekemediği
Kokusuna doyamadığı
Bunu bana kim verdi dediğimde
Allah verdi diye boynuma atılan
Bu kimin canı cananı kimin herşeyi dediğimde
Senin deyip gülüşüyle ömrüme ömür katanım
Bil istedim
Senden sonra yalnızlığımı
Hiçbir kalıba sığdıramadım oğlum
Doluya fazla geldim
Boşa eksik kaldım
Ateşler içinde dondum
Soğuklar içinde yandım
Rüyalara geniş
Uykulara dardım
Hadi oğulcuğum kalk evimize dönelim
Bak herşeye gücü yeter sandığın
Benim babam senin babanı döver dediğin
Aslan baban geldi
Bak annen yumurtalı menemen yapmış
İki tane de kızarmış ekmek alırız
Yemekten sonra isteresen uçurtma uçurur
İstersen top oynarız
Hadi kalk yaralı menekşem kınalı kuzum
Beni annenle papaz etme yine
Söz verdim bu kez seni götüreceğim diye
Kafayı yedi kadın sıkı giyinmemişsin
Üşütür diyor senin için buralarda
Bende her defasında ona bişey olmaz
O babasının oğlu diyorum
Bir görsen oğlum bir görsen
O tövbe de
Almim ayağımın altına diyen kadın
Ne hallere düşmüş
Gece yarıları kalkıp oyuncakları toplayıp
Sevdiğin kurabiyeleri yapıp
Yastığını yorganını alıp
Kaçıp kaçıp mezarına geliyor
Babam benim kınalı kuzum
Allah aşkına
Şimdi bir daha olmayacakmısın
Kirli sakallarımda gezinip
Göğsümde oynamıyacakmısın
Tek başıma ne yapayım ben
O kadar misketi uçurtmayı
Söylesene bacamın tütmeyen dumanı
Hani söz vermişti gözlerin
Ölmeyeceğim diye bakıyordu derinden derine
Ne demek isteğini anlıyordum ben aslında
Sen o yorgun halinle birkaç kelime diyemesen de
Üzülmeyin diyordun ardımdan, gideceğim gitmesine
Üzülmeyin diyordun ardımdan, öleceğim ölmesine
Yalnız unutmayın diyordun
Getirin bakkal amcanın leblebi tozundan
Ekmeğin kızarmış ucundan
Yumurtanın o en sarısından
Hayatın payıma düşen yanlarından
Yaşayamadığım çocukluklarımdan
Babamın eşekoğlu eşşeklerinden
Annemin popomu yakan sivri terliklerinden
Küçücük ayaklarımla gelemem ben
Ne olursun gitmeyin bu şehirden
Sadece bayramlarda değil
Her gün özlerim sizi ben
Hala aklım almıyor
Şimdi yokmusun bir daha olmayacakmısın
Kim nasıl yıkar soğumuş bedenini
Söylesene
Hiç düşündün mü
Hangi televizyon hangi köşe yazarı
Hangi gazete nasıl yorumlar bu haberi
Söylesene oğlum
Şimdi hangi hükümet hangi barış
Hangi ülke öder bu acı kaybımı
Şimdi kim nasıl söndürebilir yangınımı
Şimdi bu saatten sonra
Kim durdurabilir kim susturabilir
Kim kime eyvallah çektirebilir beni
Söylesene oğlum en çok da sen bilirsin beni
Bu saatten sonra dibe çöker mi çayımın demi
Kayıt Tarihi : 21.4.2016 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiir henüz 5 yaşında beynindeki tümörle sabah ezanına yakın yaşama gözlerini yuman ethemin hikayesi.yazarın da çok yakını olduğu için bu durumu sindirememiş kendisini onun babası yerine koyarak kaleme aldığı felaket bir duygu yoğunluğu olan mükemmel bir şiir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!