pörsümüş kollarına davet eden
ekşimsi bir tadı var gecenin
namusunu uzak bir tarihte
terk etmek zorunda kalan
bir kelimenin ekşimsiliğine eş
ölümü kutsuyor intiharlar
bir babanın
çocuklarına mahcup bir babanın
hayatı yaşanılası bulmayışının bizde bıraktığı utanç
bir pusula ve kaldırımlara saçılan etlerinin buğusunda
sözcükleri boğazımıza düğümlüyor
cinnete giriftar sokaklarımız
ustura ağzından keskin
bu davetkar keskinliğin rahminde
at tepişmelerine benzeyen
bir yorgunluk büyür çirkin
irin boşalırken her yerinden gecenin
ben yorgunken at tepişmelerinden
bir yerlerimde bir şeyler kıpırdanır ansızın
elbette sana ve eteklerine dair
sonra rengini bilmediğim saçlarına dair
ellerinin yarıkları gözlerime çarpar
ellerinin yarıkları eteklerinden dökülür
topuklarına değmeyen eteklerinden
ellerini ve bukleli eteklerini
bir çiçek gibi taşırım yakamda
dünyayı atarım sırtımdan
sevdanı sırtlamak için
ey İbrani , Arabi dillerinin evveli
mahcubiyetin meryemi
saçların güneş sarısı mı
Mayıs/2021
İstanbul
Yalçın Yaman
Kayıt Tarihi : 7.5.2021 00:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!