Tiz bir sesten ürktüğüm de
Durulmayan düşüncelerim taşıyordu
Yorgun bir hayatı sürüklemekten yıpranmıştım
Hangimizin hayatı yıpranmadı ki
Sevgim dokunaklı bir hal aldıkça
Aramda uzaklık açılıyor
Yoğun bir yabancılık yaklaşıyordu
Gün eriyip akşama karışırken
Biz birbirimize karışmıyorduk
Gökyüzünde ay bir tepsi gibi
Bize ne sunmak istiyordu
Kirlenmemiş olmanın ürkünçlüğü eşliğinde
Bu soğumayı bir türlü söze dökemiyordum
Bir insanı tanımak
Ne kadar uzun sürüyordu
Yalnızlık insanın kendisine
Sahip çıkmasını öğretiyordu
Derin kesiklerin acısı
Biçimsiz sessizliğimden faydalanıp
Bakışlarımı ve yanaklarımı seğirtiyordu
Duvarlara tırmanarak
Hayata tutunan sarmaşıklar
Tuhaf bir seyrin bizi izlediği izlenimini veriyordu
Neyse ki yaralarım görünmez yerlerimdeydi
Geçmiş geride kalsa da
Tamamen yok olmuyordu
Karmakarışık ve dağınık bir hüznün içinden
Kendimi toparlayamıyordum
Hayat; zaman gibi, geniş ve göreceliydi
Ölüm bile bir hayatı tamamlamaya yetmiyordu
Zaman tersine bir tek içimizde akabiliyordu
Dünle bugün arasında doğru bir mesafenin
Dengesini bulamıyordum
Anıların dolgu hataları dolu pürüzlü yüzü
Beynimi bıçaklıyordu
Cömert bir gülüşün
Yüzüme yerleşmesini beklerken
Soluğum kesiliyordu
Ruh çalkantılarının içinde yüzerken
Kaçınılmaz döngüselliğe tutunuyordum
Aşınmış duygularım
Hüzün tiryakisi olduğumu söylüyordu
Güzelliğin ne olduğunu unutmaktan
Korkuyordum
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 9.12.2017 00:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!