Eşsiz Anadolu'm Tek Parça

Kitapsız Şair
102

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Eşsiz Anadolu'm Tek Parça

EŞSİZ ANADOLU'M TEK PARÇA

Evet Anadolu'm, seni anlatacağım şimdi, dinleyin durun
Başına iş açar, problem çıkarır özel ve matematik konumun
Jeopolitiktir, stratejiktir üç kıtanın merkezinde bulunuşun
İki kıtayı birbirine bağlar, ikisi arasında bir köprü olursun
Yok benzerin, bir yanın Asya’da, Avrupa’dadır bir ucun
Kuzeyin deniz, güneyin deniz, batın deniz, dağlıktır doğun
İki boğazın bağlar dört denizini birbirine, olur su yolun
Dört mevsim yaşarsın, yakar sıcağın, dondurur soğuğun
Ağrı Dağı gökyüzüne değer, Cilo Dağı’nda erimez buzun
Van Gölü’n iç deniz sayılır, Tuz Gölü’nde çıkar tuzun
Konya Ovası uçsuz bucaksız, Fırat’ın akar ince uzun
Güneşin hayattır, rüzgârın eser, rahmettir yağmurun
Toprağından bereket fışkırır, hastalıklara şifadır suyun
Dağlarında, ovalarında çiçeklerle doludur, sağın solun
Gözleriniz bayram etsin mis kokuları koklasın burnun
Emniyetlidir her beldesini gez dolaş olmasın korkun
Boğazların, peribacaların, mağara, şelale ve kanyonun
Gölde alabalık, sazanın dağda ayın, yaban domuzun
Karanlık geceyi titretir sesi, yamaçta uluyan kurdun
Van'da kedin, Urfa’da ceylanın, Karaman’da koyunun
Arın bal yapar, uçuşur çeşit çeşit böceğin, öter kuşun
Uzar çam ve kavak, ne güzel kokar gürgen ve palamudun
Denizinde çok avlanır hamsi, kalkan, levrek ve çinakopun
Altın, bakır, taş kömürü, mermer ve en zenginisin borun
Yeraltında demir, linyit, petrol, doğalgaz var arayıp bulun

Evet Anadolu’m, senin dostların üzülmez ve olmaz mahzun
Uyku girmez gözüne milyonluk mega kentin İstanbul’un
Şehirde minareler, gökdelenler yükselir hizasına bulutun
Her yerinde var tiyatro ve sinema, fanatiği çoktur futbolun
Bayındır her kentinde var köprü, otel, hastane ve okulun
İnsana hizmet eder mühendisin, öğretmenin ve doktorun
Üretim var fabrikalarda, taş değirmende öğütülür unun
Önemlidir her şehrine ait trafik plakan ve il telefon kodun
Güzel ve anlamlı sözler yazılır, arkasında her kamyonun
Tarlada sabanla çalışan garip çiftçi, yakında çıkar kamburun
Köy yerinde erken kalkılır, sağılır sütü inek, keçi ve koyunun
Geldi mi bir yabancı, misafir etmek ister evine, der buyurun
İki göz oda olsa da köy evi, yerdeki çula ya da sedire oturun
Her gün yumurtlar tavuğun, içilir suyu temizdir kuyunun
Bağda bahçede çalışır ellerinde nasır, pabucunda çamurun
Ovasında yetişir tütün, buğday ve beyaz altın pamuğun

Evet Anadolu’m, sana güzellikle yaklaşanlar, olur dostun
Ailelerin geniştir, damat, gelin, dede, nine ve sayısız torun
Kimi sünnet olur, ağlıyor beşiği sallanır yeni doğan yavrunun
Belli karnı acıkmış, canı ana sütü çekiyor masum çocuğun
Anası arkasından ağlar gelin kızının, askere giden oğlunun
Zenginin yardım eder fakire, korunur yetim, öksüz ve dulun
Yürek hoplatır halayın, horonun, zeybek ve Ata Barı oyunun
Cirit oynayan atlılar dörtnala birbirlerini kovalayıp dursun
Bir güreş tut Kırkpınar’da, ger yayını at okunu hedefi vursun
Köşkten sesi ne de güzel gelir udun, kemanın ve kanunun
Bir yanda kemençe çalar, sesi uzaktan hoş gelir davulun
Türküleri Karacaoğlan’a, Emrah’a, Aşık Veysel’e borçlusun
Hacı Bektaş Veli’de sevgiyi, Mevlana’da hoşgörü bulursun
İlahi aşk var, sevgi var, ahlak var her şiirinde bizim Yunus’un
Düşündürür Hoca Nasrettin, ders ve öğüt verir Dede Korkut’un
Güldürür Karagöz Hacivat’ın, Kavuklu ve Pişekâr’la ortaoyunun
Gençliğin Namık Kemal, Necip Fazıl ve Mehmet Akif’i okusun
Aşkı yaşamış Ferhat ile Şirin, Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun

Evet Anadolu’m, sevdiğini mutlu ettin, başköşeye koydun
Sevmediğini perişan ettin, sevmeyeni huzurdan kovdun
Haydi, Halil İbrahim sofraları misafire ziyafet için kurulsun
İkram edilsin mantı, yaprak sarması, dolma ve lahmacun
Analı kızlı, kuru fasulye, yayla çorbası, pirinç pilavı bulgurun
Yufka ekmeği, lavaş, gözleme, pide ya da sıcacık somunun
İçilir yanında ayran, şalgam, çay, boza, hoştur suyu turşunun
Küşlemen, kebabın, dönerin, künefen, baklavan ve lokumun
Vazgeçilmez zeytin, peynir, bal, kaymak, sütün ve yoğurdun
Ne güzeldir elma, portakal, şeftali, kayısı, fındığın ve dutun
Yaz patlıcanı, domates ve biber dama serilsin kış için kurusun
Soba üzerinde pişirirken kestane, içinde yanar, kömür ve odun
Hep beraber yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz, afiyetler olsun

Tarihinden, kültüründen, coğrafyasından Anadolu’yu okuyun
Her köşesi cennetten bir parça, eşsiz güzellikte Anadolu’nun
Ağ gibi sarmış her yanı demiryolun, ücraya uzanır karayolun
Gezip görmelisin her yerini, fark etmez nereye düşerse yolun
Tarih var, kutsal dini eserler var, her bucağında yurdumun
İzi var Meryem'in, oğlu İsa’nın, Eyyüb, İbrahim ve Nemrut’un
Peygamber, sahabe, evliya ve sultan kabrinde duaya durun
Eserleri var hala Roma’nın, Bizans’ın Hitit’in ve Urartu’nun
Binyıla yakın zamandır, Müslüman Türkün anayurdu oldun
Malazgirt’ten zaferle girdin, İstanbul’da çağa damga vurdun
Cami, medrese, türbeleri var, Selçuklu ve Osmanlı soyunun
Bayrak, vatan, özgürlüğün senin için şeref, namus ve onurun
İşgalci yedi düveli Çanakkale’de denizde ve karada durdurdun
Çok emeği var Atatürk’ün, Seyit Onbaşı’nın ve Halime Çavuş’un
Türk yurduna yan bakan hainlerin sonu hep yıkım, hep bozgun
Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı ve Çerkez’i parçası olmuş tek bir vücudun
Mertlik var, dürüstlük var, kardeşlik var mayasında bu hamurun
Halkın iyi bilir dayanışmayı, çok düştü pençesine yoksulluğun
Gelme sinsi oyununa hainlerin, düşme tuzağına sinsi gavurun
Kesme ümidini insanından, daima diri kalsın yaşama umudun
Kıymet bilmezsen sana kalan bu mirasın, inan kötü biter sonun
Vatanını, huzurunu, refahını ve halkının hepsini Allah korusun

#kitapsizsairim

Kitapsız Şair
Kayıt Tarihi : 18.9.2025 21:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


CENNET YURDUMA

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!