-Alpay’a ve Ahmet’e-
şarkımızın içinden geçti hülyalı keman taksimi..
bize müsaade ey şehir.. ateşini yaktık kederimizin.
çıkınımızda ki mektuplar zıvanadan çıkıyor
sıraya bindiriyoruz hayal kırıklıklarını,
titremesi arttıkça gözbebeklerimizin
bilincimiz temiz çarşaflara sarılıyor..
uzun uzun hikâyeler soyunduğunda gece;
dumanlı bir yol yılana benzer,
ellerimiz yaralı birer dize (!)
ve kentin ışıkları amansız kanser.
iç çekiyoruz anaforundan denizin dibine..
anlamsız geliyor kağıt
anlamsız gidiyor kalem,
bu ızdırap,
kanayan yara,
derin çatlak,
ağrılı travma,
az-çok sesli ağıt,
ve sessiz elem..
peltek bir dile kurulur gibi cümlemiz
hayat bizi saçımızın ak yanından kendine bağlar..
şşşşştt! sisli keman sesleriiiiiiiii
gözlerimizi fısıldadık yum sözlerini! .
hep kelebeklerden makas alacak değiliz ya;
yağmura dön yüzünü
/çünkü yalnızlar ağladıkça mutlu olur sonbahar...
Kayıt Tarihi : 11.5.2010 02:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)