Bizden bahsetmeli denizlere
Ve yahut yaşamdan biraz
Tuz biber katsa yaralara seneler
Ölüm bu kadar acı olurmuydu ya?
Gece lambası kadar sönük
Hürriyet kadar sütbeyaz ömrüm
Yelkenlerimi savurup meltemlere
Mektuplar sacabilmelimiyim dalgalar boyu
Cebimden iki mangır çıkarıp
Sahipsiz bir çiçek edinebilirim yada
Sahi çiçekler neden bu kadar ölü
Bahçeme güneş vurmadigindan olsa gerek
Ve zaman neden bu kadar adaletsiz
O çıkıp gitmeler,veda buseleri neden var
Babama sordum bu soruyu
Öylece bakıp kaldi tavana
Tavanda ne olsa gerek
Bir ideolojik kadın asılıydı
Hani şu çocukken vurulduğum
Iri göğüslü kadın
Orada duruyordu
Urganı geçirmiş boynuna
Bir akdeniz sehri gibi gülümser bakıyordu yüzüme
Ve bu şehir tutsaklığına tutsaklık katıyordu
Pekisiyordu kırmızılı rujlu kadının dudakları
Asma tavanda hayallerimle boğuşuyordu
Bir öpücük kondursam simdi yanağına
Tümüyle benim olurmusun?
Bütün herşeyinle
Kaçıp gitmelerin,Öpüşlerin
Sıcak şehvetinle
Gökyüzüne bakıp seninim diyebilirmisin
Şu güzelim istanbula
Saat cok geç olmadan gel
Gece perdelerim inmeden
Sütunu kaynatmadan haydarın
Vakit gecikmeden gel
Ömrüm geçmeden
Şu güzelim boğazda bir içim sarılıp
Kokunu çekme vaktine denk gel ki
Kız kulesi ve galata rıhtımı
Hasetle seyretsin yeşile çalan gözlerini
Gökcan Baştımar
Kayıt Tarihi : 17.10.2017 00:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!