Esrarın ve Efkarın Beyaz Teni

Vicdanın yok olduğu saatlerin,
Kararmış büyüsü çökmüş hayatımın orta yerine.
Selamlar tükenmiş ömrüm gibi,
Yüreğimde acı, kanlı bir sıcaklık.
Yazdığım, okuduğum ve bir nefesle
Derinliklerine gönderdiğim mısrasız,
Kafiyesiz sevdalı sözcüklerim gece ile örtük…
Her yer, her dem bekleyişlerin büyüklüğünde kayıp,
Kabuk bağlamışlar;
Bir bir kazıyorum,
Kanıyor ve bununla hep canım acıyor…
Kulaklarımda bayrak bayrak dalgalanan sesin,
Önümde kurumuş yaprakların talihsizliğini
Anlatan kesik kesik resimlerin…
Gün değil, saat değil
Sanki ömrüm düşüyor uçurumlara, her yer meyil.
Sessiz bakışların esrarını çekiyorum bir kenarda,
Evet, bir kenar kalmış sadece,
Bir günahın meyvesini doyasıya yiyebileceğim bir kenar.
Kavgalar beliriyor hayallerimin soluksuz sokaklarında,
Geniş sofralarına bıçaklar saplanmış deli deli.
Özlemlerin otağına ateşler düşmüş,
Feryat benim, hayat benim, suç benim.
Ve iz bıraktıklarım, o şeyler, bir garibin cenazesinde
Saf tutmuş; salasını veremeyecek kadar yorgunum ben de.
‘Keşke’, ellerinde kılıç misali bir çırpı,
Bir çırpıda bitse dercesine salım salım,
Sessizliğimi bozuyor ile bir kıpırtı.
Ellerim ihtiyar, tutarken her kelimeyi
Ve bitimsiz sevdamı…
Sancılı kızıl tan yerlerinde,
Tanrı böyleyken hatırlanır ya ben unuturum,
İhtiyarım, ihtiyarım, nerde benim olan umudum.
Er idim, gece yoktu üstümde,
Vicdan yol çizerdi, ben savaşırdım büyüsüyle.
Bir zamanlardı bunlar, bir zamanlar…
Ellerimde kalemi kırık sevdalı sözcüklerin
Ve tümüyle bir hayalin idamlık fermanı,
Dinlesem mi içten içe yoksa okusam mı?
Noktalar var her kelimesinin kuyruğunda,
Her nokta bir korku yumağının uç kısmında,
Çözülmeyi beklercesine uyanık ve diri…
Sorular batıyor gözlerime, kara büyünün
Kelimeli sarışlarından;
Görgüsüz ve ahlaksız kuralların sahilinde yaşamak varken
Düşünceleri biçare bırakmakta ne?
Cevap,
Masum bakışlarının ela denizinde boğulmak olsa gerek…
O günler ve o saatler
Öldüğüm, değiştiğim
Ve meyvenin acı tadını gözlerinde sevdiğim saatlerdi.
Gün kırıktı çünkü yıkılmıştı cennet,
Âdemdim…
Çıplak olan biz değildik bunu böyle zannet;
Esrarın ve efkârın beyaz teniydi…
Saklandım çünkü dar geldi cihanın boyu, eni.
Bu, kaderin attığı tek tokattı bize
Şeytan oldum, senin yerine ben küfrettim deli deli…