Şam'da bir garib dilenciyim
Ayağım çıplak karnım aç,
Bağdat'da bir kadınım
Gönlümde şehr-i adalet,
Bir parça adalete muhtaç.
Mağrib'de bir köleyim,
Rüzgara karşı dururdum sabahları
Eserdi başım
Ayışığını seyrederdim akşamları
Dinmezdi gözyaşım
Ben bilirdim
Hiç bir kahpe sevmez ayışığını
Bir mertlik hikayesidir ya söylenen
Adımız duyulsun diye mi?
Soyumuz yürüsün diyemi?
Gözüm mahşer gününde
bu sözüm dost meclisine
seyredecekken 18 bin alemi
Aklıma düştün güzel gözlü yine
Uykularım bölünür oldu
gecem günüm seninle
gitmem gidemem bu şehirden
bu garip gönlüm sende
sildim attım yazdığın anlamlı sözleri
topladım eşyalarını savurdum kapıdan
bin yıl gelmesen aramam ama
ben Allah'tan korkarım
bir başka kalbe girmekten utanırım,
asla unutmam
Yansın gece
Ben aşka düştüm dostlar
Şimdi ne el var açacak
Ne ayak duaya duracak
Ne de dil konuşacak
Yada susacak
Çölün oyenilgi bilmez savaşçısıyım şimdi ben
bulut ayışığına her girende
varlığına ve varlığıma iman ederim
uzaklarda dağlarda bir ceylan yavrusu üşür
uzaklarda dağlarda bir ceylan yavrusu ağlar şimdi
tükenmek bilmezki yaşam kaynağımdır umut
hep kara giydim senden sonra
senden öğrendim nede olsa
geri dönersin kader buysa
benim olursun en sonunda
bir umut var hala küçükde olsa
dünya gözü ile görsem bir kez daha
Kaç gün geçti sesini duymadım
Sormadın halimi gelmedin
Kabir azabıydı yokluğun
Izdırap odur ki sevdiğimi bilmedin
Uğurladın ellerinle
Oysaki bekledim
Ümmü Gülsüm dinliyorum ve
Hayaller kuruyorum
Bütün hayallerim kudüste geçiyor
Hz.Belkisin yaptırdığı saraylardan
Bazen Bağdat'a bazen de İstanbul'a
BakIyorum....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!