Susuz çöllerde su aramak;
Benim kasvetle örülü dünyam
Ve ben,sadece bir kuruşa
Ömrümün tüm güzelliklerini satıyorum
Yozlaşmış kafalardan ise tiksiniyorum
Kurduğum hayaller;
Yokluk; kırmızının siyaha galibiyeti
Gece; güneşin aya tercih edildiği
Sessizliğin sırdaş edinildiği
Bir suçluluk günüdür ki; sen, ağlarsın,
Bırak serzenişleri kelimelerim ağlasın!
Susuz, bakma gözlerime
Yalvarma, sessiz sessiz
Hayrım bile yok kendime
Bu sevdanın derdine düşeli
Derman yok sözlerimde
Siyah bir ufuk,karanlık bir akşam
Yalnızlığımı kulaklarına vuruyorum...
Beyaz bir serinlikte umudum
Kışlarımın hepsi bir sonbahar artık
Bakıyorum derin mağralara
Kapandığım diyarlar boş artık
Yürümekle başlar zorlu yollar,ve;
Attığın ilk adımda saklanır acılar
Umut; ufuk kelimesini siper alır
Avuçlarında;
'Ulaşılmazlık' perdesinin etekleri dalgalanır
Masmavi gök sanarsın yanındadır
Bu yolda;
Yürümek adım adım...
Yürümek yavaş yavaş...
Sonsuzluk selini bekleyenler,
veriyorlar bir savaş...
Gitmekle kalmak arasında
Yıldızların aradığı dilek
Sessizce belirir karşımızda
Ve açar pencereleri umutlara
Gülümseyen yüzü dünyaya
Hatırlatır her gecede maviliği
Uzun gündüzlere uyandık
Her gün bir matemdir artık
Karanlık çukurlara kandık
Kaçmak; kurtuluş değildir!
Susuz çöllerle arkadaştık
Her sabah uyanan güneşle birlikte,
Acaba kaç gül karışıyor tenine?
Mavi çiçekler beklerken gündüzü bile,
Sense uyanabilecek misin gecelere?
Yıldızlarda döküldü bir bir
Ayda olmasa ortalık sihirli bir zehir
Biri dolaşır sokaklarda kimin nesidir?
Belki doğmayacak gün ardımızdan şimdilik!
Tutma gözlerini gözlerimde
bu somut kavram şiirin kalp vazifesini yüklenmiş...duyguları anlatmakta en mahiri gözlerdir..en yalın en dogrusunu onlar dillendirir..şiiri begeni ile okudum kutlarım..saygılarımla