Esra Menekşe Şiirleri - Şair Esra Menekşe

0

TAKİPÇİ

Esra Menekşe

Şimdilerde hüzünlü şarkılar var dilimde..
Çaresiz haykırışlar var gözlerimde,
Tükenmeyen bir hasret var ellerimde..
Gözlerim ellerim seni çağırıyor: Hani nerde? ? ?

Adın hasret, yüreğin zemheri, gözlerin tuzak,

Devamını Oku
Esra Menekşe

Yokluğuna düştüğümden beri güneşe hasret kaldı senli söylenen nağmelerim. Yazıyorum yine sana senden habersiz yokluğuna gebe. Bu kaçıncı doğuracağım çocuk kim bilir sensizlikten? Yarim, derin yaram, katran karam, biraz aldanışım, bir çok kandırılışım, sızım, yüksek kanayışım. Ben sana ne çok kanmışım, ne çok yanmışım.

Leyl ışıkları vuruyor beyaz kağıdıma, gözyaşlarım eşlik ediyor mısralarıma, mürekkep misali söylemeden yazıyor yürekten kanayanları. Öyle ya gönülden inmez mi gözyaşları? Sırrına ermişim işte gözbebeklerimin, bir adım atınca gözlerimin içinde hemen suretine rastlıyorum ilk köşede.

Bir sükut-u hayal sana kavuşmak şimdi, inceden yüreğe dokunan bir sızı. Yanan, kanayan, acıtan, ağlatan ve her defasında gerisin geri dönen adımlar. Resminin cümbüşünde kaybolalı çok olmuş, yittiğinden beri bende tüm renklerimi saklambaç oynamaya gönderdim. Tek renk tanıyorum artık yarına dair zifiri bir siyah.

Devamını Oku
Esra Menekşe

Dur durak bilmeden yazmak istiyorum, kalemimle damlatmak gönlümün taşkınlıklarını. Şimdi ellerim, beynim, kalbim hepsi benimle bitmek bilmeyen bir harpte; donanmışlar tüm aletlerini var güçleriyle hücum ediyorlar üzerime. Yorgunum savaşamam gücüm kalmadı ki; ne elimde bir mızrak ne yay ne de ok, ilkel aletlerim bile yok savaşacak. Katili olamam ben bu susmaların söndüremem ışığını yanan kandillerin.

Sanki sıkıyorlar boğazımı nefes almam imkansız, titreyen ellerimin dermanı suskun çaresiz dokunuşlar. Payına hep yalnızlık, hep hüzün, hep çaresizlik mi düşer bir Leyla’nın? Dedim Leyla’ya sus; sus ki çırpınmasın artık cümlelerin var güçleriyle dökülmeye aldatan o yüze. Dedim sus; sessizliğin bağırsın o arzu halsiz yüreğe otursun içine sessiz çığlıklar, o kadar çok seslendin ki sus da bu kez seni duyma ihtimali doğsun.

Bir kara gündü kardı kıyametti, yağmur yağdı otobüs garı terk etti. Yüreğe gücü yeter mi 40 kişilik bir otobüsün? Gücü yetmezse yüreğini yüreğimden kim götürdü, kim süpürdü kalbimi kalbinden bir toz yığını gibi? Konuşmaya gücüm kalmadı; mecalsiz sözler şimdi sarf ettiğim, duymazsın bilirim fırtına misali çarpsa da sana seslenişlerim. Duymazsın beni, anlamazsın soluksuz avaz avaz haykırışlarımı. Neyse ney işte… Umurunda mı sanki, yokluğa denk değil mi varlığım?

Devamını Oku
Esra Menekşe

Ne kadar vurdumduymaz bir sevda bu…
Ne dayanılmaz bir susuş…
Cümlelerim içime dökülüyor soran yok
Susturuyorum çığlıklarımı duyan yok
Söylemeliyim içimdekileri ama biliyorum buna hakkım yok

Devamını Oku
Esra Menekşe

esaretini yaşarken cümlelerinin bir bakıtım ki meğer gözlerinmiş beni esir eden
yolumu kaybedişimin nedenini ararken vardığım yollar hep sana çıktı sonunda
neydin sen, kimdin ve neden bendeydin? ? ?
cevabını bulamadığım soruların sonundaki soru işaretleriydin hep
yanlızlığımın ifadesi, haram gecelerin sessizliği.
sevdamın ateşten bozma yeleği

Devamını Oku
Esra Menekşe

Tozlu yollarına umut serptiğim keşkeliklerin içinde boğuluyorum..
Yokluk benim eş anlamım ben yoklukla yaşıyorum..
Adını giderken kazımışsın yüreğe, silinmiyor senli satırların izleri.
Bilinmezlikler yüklemişsin sonra omzuma yüküm gittikçe ağırlaşmakta..
Öyle ki ezildikçe suretin daha da belirginleşiyor aynadaki resmime
Bakıyorum ben miyim bu yansıyan çehre, sen misin bu gülümseyen ifade

Devamını Oku
Esra Menekşe

Kurtarma beni düştüğüm yerden karanlık mahzenlerinde kaybolayım, saklambaç oynarız belki ne dersin? Yitip gitmem senin olmadığın yerlere, tutup eteğimi koşmam başka diyarlara. Sensiz olur mu hiç taze ekmek kokusu, bir bardak sıcak çay, biraz peynir, bal… Balım değil misin sen benim ekmeğime sürmeye kıyamadığım… Saklarım lokmalarımı uzaklığa inat yanımdayken suretin.

Eller ne çabuk ayrılmıştı sahiden. Kim ayırdı onları, kim dikenli teller ördü yollarımıza, suçlu kim, kim götürdü gözlerimden gözlerini? Yoksul kalmış düşlerim, sensiz mi olmalı şimdi gülüşlerim? Tepetaklak oldu hayalini sevişlerim.

Bir buse-i har düşmüş yüreğe sahipsiz kalmış yaban ellerde. Neden yalnız bıraktın bu kadar tumturaklı yüreği, pimpirikli kızı, acemi elleri… Raks eder adını duydukça gülüşlerim, sırf güneşe inat havai fişek gösterisi yapar adeta.

Devamını Oku
Esra Menekşe

Çok olmuş yazmayalı çığlık çığlığa satırları, hayal kırıklığı kokan cümleleri… Oturdum şimdi yazıyorum işte, yazıyorum da kim bilir kime, neye, nasıl bir el uzatma? Kalemimin kaderi hep bu olsa gerek ucu kırık satırları yazmakla görevlendiriyorum onu… Bir gün o da isyan edecek ya neyse.

Aklıma geliyorsun yine bir fincan kahve kokusuyla, öyle ya çok severdin kahveyi… Severdin de kalbinin karalığının sebebi bu olmalı galiba, içtikçe kaplamış bütün kalbini baksana tek bir beyaz nokta bile bırakmamış. Bunları duysan bilirim yine umursamazsın, “cıkk” der geçersin o vurdumduymaz edanla. Nasıl olsa bu kız yine bişey demez susar değil mi? ?

Evet, yine susardım, bir kere de duysaydın keşke suskunluğumun içindeki çığlıkları… Bakma sustuğuma annesinin nazlı kızı derler bana.. Nazlıyım da, hem de tutamazsın bir ağlarsam. Ama… Kime anlatıyorum ki bunları ben?

Devamını Oku
Esra Menekşe

gün geceye dönmüşken dün çaldım geceden karanlığı...

sakladım avuçlarımda sensizliği...

sensizlik ve gece...

Devamını Oku
Esra Menekşe

bilmemeliyim hangi diyarda olduğunu ya da ne yaptığını
söylememeliyim adını bile..
anlamamalısın seni ne kadar sevdiğimi..
aşk sana haram bana işkence...
düşlerden düşersin ya tutan olmaz ellerinden işte öyle bişey seni sevmek...
sana bağlanmak böyle bişey bu kadar zayıf bir halka senin sevdan.

Devamını Oku