Şairin Hayatı İle İlgili Bir Bilgi Girilmemiş
Eserleri
Adresi ve alıcısı belli olan sözyaşları hazırladım biraz.
Şahit olanlara "Biz'den", Bana senden, Sana beni nasıl kesikler içinde bıraktığından bahsedeceğim..
Duyuyorum..
Titreyen elimin ayası altına yüzü koyun serini veren beyaz kağıt mürekkebimden damlayacak olanlardan korktuğunu fısıldıyor bana..
Halbuki;
Hiç senin bana reva değilken sayısızca kalem kıran cümleler edişinden,
Varlığınla önce içimde parıldayan sonra etrafı kamaştıran elmaslarımı tuz buz etmekten korkmayışından haberi yok.
Söylemem ki..
Kan kusup kızılcık şerbeti ketumluğumdan değil,
Biliyorsun, Bende zelzele olur, taş üstünde taş kalmaz,
Kalmaz da yine sana toz konduramam..
Zihnim kadar kalabalık küllüğüm. Söndürmek için bastığım her izmarit öncekilerin o küle bulanmış kıyısı kenarı yanıklara maruz kalmış izdihamını biraz daha arttırıyor..
Oysa her izmariti içinde sadece senin ihtilal yaptığın ve kanının son damlasına kadar tek senin olan yüreğime basıyorum ve bu kargaşa neyin nesi hiç anlamıyorum..
Biz ne şiirlere dizelere özne olduk seninle,
Kaç keşkeyi alnından vurup, Kaçını alnından öptürdük güzelliğimize güzel nazar edenlere,
Kaç sayısız heyecana "İçimize Buyur" diyerek kapıları ardına kadar açıp,
Kaç yaşımıza yaşanmışımıza diz dize ağladık,
Zaferinde BİZ olabilme hedefi ve gayesi ile Kaç iyiki, Kaç mutlaka, Kaç ilk, Kaç son, Kaç hiç, kaç haz yakalayıp paçasından söke söke her birine hak kazandık..
Kaç "Sensiz Olmaz"la tabular devirdik, Kaç "Bensiz Olmaz"la neleri bertaraf ettik.
Sayabildik mi..?
Ciğerimize dolan her oksijeni birlikte ve birbirimizden soluyor olmanın nimetini bunları sayarak bile israf etmedik..
"Artık Ben Varım" diyerek ellerimden tutuşunu ve beni nasıl ayağa kaldırdığını hatırlıyor musun..?
Denizlerin dibinde yosun bağlamışlığımdan,
Adını hayat telaşı koyarak kamufle ettiğim o herkese yetişip kendime hiç uğramamışlığımdan,
Beni ben yapan ve içimde bir yerlerde hala ötüşen ahenkle süzülen renklerimi gizlerimi üzerleri toz katmanı olmuş sandıklara tıka basa ettiğim mahsenimden yakalayıp beni kaldırışın..
Benimle birlikte kendi yara berelerinden yanılgılarından sıyrılıp şahlanışını hatırlıyor musun.. Unutabilir misin..
Bana gelişin.. Bana o gel diyişin..
Sen benim için bir bebeğin önünü ardını alamadığı ve bir solukta tüm düzlüğü sekmeden gittiği o ilk adımı gibisin..
Sen o mahsende biriktirip yığdığım, Sana çarpana dek sensiz geçirdiğim her bir günden yağmaladığım elmasları tahayyül bile edemezsin..
Sen dudaklarından her adımı duyduğumda beni çağıran o büyüye kayıtsız kalamayışım..
Her gülümsediğinde içimdeki çocuklara bayram şekerleri dağıtışım..
Gülüşü uğruna nice sızıyı ve incitip çiğnediğin çiçeklerimi yeniden bahar bahçe edişimsin..
Gülüşün sayesi ile beni her ağlatışına ateşkes ilan edişimsin..
Sabır takva ister, Takva sakınmak..
Emek gayret ister, Gayret sevgi ve inanmak..
Güven bağlılık ister, Bağlılık aidiyet ve adanmak..
Sen tırnaklarımla enkazlardan bulduğum aldığım elmasım,
Nakış nakış işlediğim emeğim,
Gece gündüz baş ucunda beklediğim sabrım..
Sen gülümseyerek teslim olduğum davamsın..
Gözyaşım sözyaşım..
Sen titreye titreye sevdiğimsin..
Esra Krd (Esrarengiz..?)
07.15.2024
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!