Esmer bir gül düşüyor her sabah alnımın kanatılmış kuşlarına
Bir martı sabahı dokunuyor ansızın saçlarıma
Çıkarıp atıyorum içime vidalanmış çığlıkları
Hey İstanbul bak yine ben geldim.
Bir tren ıslığı sarılı boynumda,
Bir kamyon park etmiş yanıma,
Diz çöküp ağlayamam don Kişot akşamlarıma
Ne varsa bulamıyorum gergedanlara ait bir şey
Ayakkabımın içine sakladığım ayaklarımda
Ya kırk bir kere maşallah, bir gecede bak ayağa
Düşmüş memleket plakasına
Allah senide kurtarsın hızara uğramamış
Gardiyan bozuntusu.
Şimdilerde omzumun üstünde bir fil horon tepiyor,
Bu oyuncağı da nerden buldun diyor
içimizden eksilmezken,
Bisikletini hurdacıya satan çocuklar
Bu şiirler beni kıyama çağırıyor
Bir Filistin türküsü,
Bir Afgan sabahı,
Bir özgürlük meşalesi çeçenya,
Hangi sokak başını sarmış salyangozlu düşler,
Çok zaman geçmedi elbet
Boynumuzu ipten kolyelerden kurtaralı,
Ya bak,
O mahmur cellât,
Hala oturmuş, çam sakızından
Çoban armağanından,
Fırçasından, tuvalinden,
Ölü adam resimleri çiziyor,
Babasını savaşta kaybetmiş
Çocukların düşlerine.
Bir akşam geçiyorum
İhlal ederek sınırlarını karanlığın,
Bunu alışkanlık haline getiriyorum,
Kronikleşiyor bende dört başı mamur sevdalarla
Totemlere çatmak.
İbrahim adına yıkmak istiyorum
Tüm alaca karanlıkta siyatiği tutmuş putları
Kim durduracak içimizde koşan namus atlarını,
Dağların kanunu benim, zeval bizden sorulmaz
Hüznüme mahpus topluyorum yağmursuz bulutlardan
Bana aşkı öğreten asrısaadetten,
Esmer bir gül düşüyor her sabah alnımın kanatılmış kuşlarına.
Kayıt Tarihi : 14.11.2007 17:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)