Sisli bir istanbul sabahı
Gökyüzüne kaldırdı kafasını esmer adam
Bulut güneşin üstünü örttü
Adam kafasını yere indirdi
Gözleri donuk ve yorgun
Karıncalar yuvalarına kaçıyordu
Toprak elleri yüreği gibi çatlamış
Çiçekler esmer adam gibi boynunu bükmüş
Eski kırık tahta bir sandığa oturdu esmer adam
Çatlamış elleri çatlamış yüreğine gitti
Bir sancı saplandı yorgun yüreğine
Elleri yüreğinde öne eğildi
Bulutlu gözlerinden iki damla yaş süzüldü
Yaşamı kare kare aktı gözlerinden
Neden ne için yaşamıştı koca hayatı
Kalleş dünyanın kalleş insanlarını sevmişti
Bunları düşünürken esmer adam
Dizleri büküldü yığıldı olduğu yere
Güneş hala bulutların arkasındaydı
Gözleri gökyüzüne takıldı
Sanki sanki güneş onun
Son kez bakmasını bekliyordu
Son nefesini verirken
Yüzünde bir tebessüm vardı
Bir kaç tinerci çocuk buldu cesedini
Ceplerini boşalttılar esmer adamın
Sonra sırtından paltosunu aldılar
Yüzündeki tebessüm hala aynıydı
Ne güzel dedi
Paltom hiç olmazsa
Bu garip çocukları ısıtacak
Sonra öylece bırakıp gittiler esmer adamı
Adamın cesedini kimsesizler mezarlığına gömdüler
Mezar taşına kimliği meçhul yazdılar
Oysa ne çok tanınırdı
Kader yapacağını yapmış
Ölümünde bile onu yalnız bırakmıştı
Kayıt Tarihi : 13.10.2005 13:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ünal Ulaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/10/13/esmer-adam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!