ESMÂU’L-HÜSNÂ 💟 (04)
Sana kulumsun diye, kalbini açan FETTÂH
Emirlerine uyan, mutlaka bulur felâh
Olmaz mühürlüyse kalp, pişman olsa da iflâh
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
ALÎM olan ALLAH'tır, bilir hakkıyla vârı
Herşeyi gören O'dur, gizliyi, aşikârı
O râzı ise olmaz, o kuldan bahtiyârı
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
EL-KÂBID'dır kabzeden, sakın hep gazabından
Mü'minler sükûnette, münkire azabından
Mizan kurulduğunda, sorguda hesabından
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
EL- BÂSIT olan sensin, rızıklar O'na ayan
Daralmış rûhumuzu, sensin bedene yayan
Nasuh bir tevbe ile günâhı sevap sayan
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Anında alçalırsın, aşağı düşmem deme
Ömrü boşa geçirip, bilerek suç işleme
EL- HÂFID olan O'dur, sakın kul hakkı yeme
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Yollarda koyma bizi, izzet, şeref verensin
ER- RÂFÎ senin ismin, yüceltensin, görensin
Türkmenoğlu der bize, kol ve kanat gerensin
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Şükrü Atay (Türkmenoğlu)
05 Eylül 2020 - KOCAELİ
LÜGATÇE :
(c.c.) : CELLE CELALUHU: Allah ismi anıldığı zaman, hürmet ve tazim için söylenir, ona mahsustur. "Onun şanı ne yücedir." demektir.
• NASUH TÖVBESİ, hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak, gelecekte günah işlememeğe karar vermek ve üzerinde bulunan bir hakkı sahibine ödemek demektir.
Kayıt Tarihi : 8.9.2020 01:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan sapanları terk edin. Onlar işlediklerinin cezasını çekeceklerdir.” (Ar’af Süresi 180. ayeti kerime ) “O’dur Allah, O’ndan başka yoktur ilah. En güzel isimler ve vasıflar O’nundur.” (Taha Süresi 8. ayeti kerime) ESMAÜL HÜSNA’NIN FAZİLETLERİ İlâhî isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebepleri şöyle sıralanmaktadır: 1. Esmâ-i Hüsnâ Allah hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır. 2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır. 3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder. 4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah olduğu için Esmâ-i Hüsnâ bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır. 5. Esmâ-i Hüsnâ Allah için vâcip, câiz ve mümteni‘ olan sıfatları içermesi sebebiyle O’nun hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkân verir.
'En güzel isimler O’nundur. Göklerdekiler ve yerdekiler hep O’nu tesbih ederler. O üstündür, hikmet sahibidir.'
Esmâu'l Hüsnâ ile ilgili kaleme alınmış bu ihlas dolu bir yürek sesi olan şiirin değerli şairini yürekten tebrik ediyorum.
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Esen kalın.
ER- RÂFÎ senin ismin, yüceltensin, görensin
Türkmenoğlu der bize, kol ve kanat gerensin
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Allah-cc-ın kitabında ve Resulullah-sav-ın sahih hadislerinde bu imtihan dünyasında gamı daima münkirlere ve sekinet ve süruru mü'minlere verdiğine dair bir beyan yoktur muhterem kardeşim. Tam tersine bu bu işlerin mü'minler ve münkirler arasında döndürülüp dolaştırıldığı ifade edilir.
Allah-cc- Ruhun mahiyeti hakkında kitabullahta fazla bir açıklamada bulunmuyor ve sadece "O ALLAH'IN EMRİNDEDİR...İLA AHİRİL AYEH" manasında bir özetlemede bulunuyor. Yani ruh vücuda yayılmış vaziyette mi yoksa vücudun bir bölgesinde mi meskun bulunuyor bize detaylı bir bilgi verilmemiştir.
Resulullah-sav- bir hadis-i şeriflerinde " BİR KİŞİ ŞEHİD BİLE OLSA EĞER ÜZERİNDE HUKUKULLAH-ALLAH-CC-IN HAKKI- VE HUKUK-U İBADULLAH- KULLARIN HAKKI- VARSA AHİRETTE ALLAH'IN AFFINA MAZHAR OLUP KULLARLA HELALLEŞMEDEN ASLA CENNETE GİREMEZ( EV KEMA KAL, Fİ MA KAL)" buyuruyor. Yani bu hukuk meselesi halk arasında denildiği sadece kul hakkına münhasır değildir.
Rabbimiz-cc- Kur'an-ı Hakimin müteaddit ayetlerinde hikmetin ne olduğuna vurgu yapmıştır ki, bu özetle emir ve yasakların gerekçelerine denir.Kur'an ayetlerine hakkıyla muttali olmayan Kahir insanların zannettiği gibi hikmet kitap ve sünnetteki beyan edilen maslahat ve faidelerden başka bir şey değildir. Yani ehl-i tarikat ve tasavvufun iddialarının aslı ve astarı yoktur. Onların hikmeti insanların asılsız ve mesnetsiz zanlarında aramalarının ne kitabi ne de nebevi bir mesnedi yoktur vesselam.
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (3)