Eslem nedir bilir misiniz bu arada

birazda size susmayı doğru buluyoruz.
neticede cennettiniz,
şimdi biz cennetimizi gözden çıkardık,
gönlümüzüde siz boğdunuz.
siz haklısınız.
renkler bile uyumlu olmak zorunda.
renklere leke olurduk sanırım,siz bundan sustunuz.
yeni bir renk keşfetmenin ne alemi var değilmi.
susmalıyız.
sizi anlamalıyız,
sizi anladık,ağrılı,sancılı,bir şekilde sizi anladık.
ama sizde bizi anlayın,
bunu yapa bilirmisiniz.
ilkin çayınızdan çay kaşını çıkarın.
rahatsız oluyoruz biraz,
sonra ölmeden önce çimlerde yürümeye çalışın.
parmak aralarınızda rüzgarı ve çimi hissedin.
ayakkabılarınızı da bir tarafa atın,
çimlere hakaret olmasın.
üstünüz mesela çim lekesi olsun,
yere oturun,
taştan yapılmış oturaklar anıt mezarları anımsatıyor bana.
onlara oturmayın,üstünüzü sizin tabirinizle kirletin biraz.
elinizi arkaya atın başınızı biraz engebeli şekilde ayarlayın,
hem gök hem ağaçlar aynı bakışın içinde olmalı,yoksa eksik kalıyor resmin parçaları.
sonra ağaçların rüzgarla ulu orta sevişmesini izleyin,
bu arada bunca güzellik karşında aklınız başınızda kalsın,
daha Rabbimize şükredeceğiz.
hem bu ortamda çaya da gerek yok, su olursa iyidir.
su her şeye çaredir.
neyse manzaranın aşinalığı bize birini hatırlatıyor aniden,
yüreğimizde ince bir sızı beliri versin.
gözlerimizi rüzgarın yönüne çevirelim,yoksa kalabalığın dikkatini çeke biliriz.
bunu da sanırsam istemeyiz.
neden derseniz,bu ülke ağlayana neyin var der.
öyle içlidir bu ülke.
yardım ede bilirmiyim der,
öyle iyi yüreklidir bu ülke.
ha bu arada dolmuşlarda olur olmadık anda ağlamanız tuttumu sizin.
bakın şimdiden ikaz edeyim.
hiç iyi bir şey değil.
denemeyin.
şiirmi ağlatır,okuyan mı,yoksa altta çalan şenlikli fonumu.
yeni bir rengin keşfine çıkmayı istediğim anlarım vardı sizinle,
beni red edin size içimden geçen dizleri dökeyim.
eslem nedir bilir misiniz bu arada..