Eski bir konsolun, buram buram lâvanta çiçeği kokan çekmecesinde, itina ile devşirilmiş, kar gibi beyaz çamaşırlar arasında saklı kalmış bir günlüğün, kenarları yaldız çerçeveli sayfalarında özenle yazılmış satırlar...
Yıllar, mürekkebin rengini soldurmuş, ayrıca, yer yer bazı harfler ıslanmış ve silinmiş gibi...Sayfalar arasında kurutulmuş bir gül...Sayfadaki tarih, gülün
neden bu kadar fazla, dağılırcasına kurumuş olduğunu açıkça gösteriyor.
Satırlara şöyle bir göz gezdirmeye başladığınızda, o harflerin siliniş nedenini, yanaklarınızda duyduğunuz ılık bir ıslaklıkla hemen anlayabiliyor-
sunuz ve o zaman, o kupkuru ve renksiz gül, öylesine kıpkırmızı oluveriyor ki birden...
O da, bunca yıl öncesini yeniden yaşıyor gibi...
Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Devamını Oku
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
En sonunda beni ağlattınız...
O özlemin ve hüznün kokusu burnumda sanki...
Hayat aslında ne kadar zor...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta