Duvarlar dile geliyor yalnızlığımda,
Kapılar, pencereler dile geliyor,
Onlar bana, ben onlara söz edip duruyoruz
Senden yana.
Güzelliğini seriyoruz ortaya, resimlerinden çıkarıp,
Gençliğini seriyoruz geçmişten alıp,
Gülüşlerini, hüznünü ortaya koyuyoruz,
Seni anlattıkça birbirimize
Yaşıyoruz.
Anılarımızı anlatıyorum sabahlara kadar
Duvarlara, pencerelere,
Gezip dolaştığımız yerleri anlatıyorum,
Birlikte seyrettiğimiz bahar sellerini,
İzlerimizi taşıyan patikaları,
Birlikte bakakaldığımız bembeyaz gemileri,
Dağları, yeşil yamaçları,
Taştan taşa atlayan suları.
Anlatırken ve dinlerken
Ne benim geliyor, ne de onların
Uykuları.
Sabahları seninle ediyoruz,
Şafağı söktürüyoruz seninle,
Gün olup, ışık olup vuruyoruz duvarlara, pencerelere,
Pencereleri seninle açıyoruz
Senin için ve sana.
Ne kadar sensiz kalmışım dört duvar arasında
Anlasana.
Soluk alsam; seninle alıyorum,
Versem; seninle veriyorum,
Senin için selamlar gönderiyorum rüzgarla,
Sarıçam kokulu selamlar,
Pencere dolusu, duvar dolusu, yalnızlık dolusu
Selamlar.
Her selamımı alışında biraz daha eskiyecek
Zamanlar.
(DEĞNEKSİZ ÇOBAN isimli Serbest Şiirler 'inden > 45-46/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 8.9.2004 12:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!